1988 yılı Mart ayı… Kuzey Irak’ta küçük bir Kürt kasabası, Halepçe kimyevi silahlarlabombalanarak yerle bir ediliyor. Filmin zamanı bu katliamın hemen sonrası..Öğrencilerini İran-Irak sınır dağlarında arayan bir grup gezici öğretmen..Yazı tahtalarını yüklenmiş, dağ taş, dere tepe demeden dolaşırken..Yüzleri güneş yanığı, hırpani kılıklarıyla bir sürü çocuk. Daracık bir dağ yolu.Durmak zorunda kalıyorlar, önlerinde bir engel var! Bir adam bu.Otuz-otuzbeş yaşlarında, arkasında tahtadan, kocaman kara bir dikdörtgen.Bakışlarıyla okşuyor çocukları adeta, onlarla konuşmaya çabalıyor."Hey, çocuklar durun, nereye gidiyorsunuz?"Çocuklar sırtlarında taşıdıkları paketlerle iki büklüm, dirayetli. Başlarını kaldırıp‘bu da nerden çıktı’ der gibi bakıyorlar adamın yüzüne."Öğretmeniniz var mı? Olsun ister misiniz? Ben öğretmenim.." diye sıralıyor “Yol Kesici”.Tek bir karşılık alıyor onlardan: "Hayır!" Yılmıyor, tekrar soruyor:"Okumayı öğreteyim mi size? Kitap okursunuz, yolda izde kaybolmazsınız!"Bu defa gelen cevap biraz daha uzun: "Biz sınırda kaçak mal taşıyanhamallarız, sürekli yoldayız, hiç oturmadan nasıl okuyabiliriz?"(Okumak ne işimize yarar? Şu sırtımızdaki yükü hafifletir mi, onu unutturdu diyelim,ya omuzlarımıza çöken hayatın ağırlığı.. Okumakla bu yük hafifler mi ağabey?)“Çekil yolumuzdan.. Bize engel oluyorsun, bırak da gidelim!”Gitmek istiyorlar ama okuma-yazmanın haricinde bilmedikleri bir şey daha var!Rebuvar tek denemede yenilgiye uğrayıp vazgeçecek adam değil..***2000 yılı Cannes Film Festivali'nde "Jüri Özel Ödülü"nü kazanan filmin yönetmeni,İran'ın yeni nesil sinemacılarından Samira Makhmalbaf. "Karatahta"nın gayretkâröğretmenlerinden Rebuvar rolünde, bir başka sınır filmi olan "Sarhoş Atlar Zamanı"nınyönetmeni Bahman Ghobadi'yi görüyoruz.Anlatmak istediğini sadelikle ifade eden film, hayal perdesindeminimalist ve gerçekçi hikayeler görmekten hoşlananlar için biçilmiş kaftan niteliğinde.İran sinemasını da seviyorsanız, mutlaka izleyin diyorum. {Bu yazı 02.08.2010 tarihinde www.sivrisinema.com adresinde yayınlanmıştır.}
ODALAR
▼
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.