Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Basım Yılı: Haziran 2010
Sayfa Sayısı: 203
Son zamanlarda okuduğum kitaplarla inişli çıkışlı zamanlar yaşıyorum. Nispeten uzunca bir zaman dilimine yayılıp, farklı farklı ruh hallerine denk gelen sayfaların etkisi de başka başka oluyor tabii. Kitabı okumaya başladığım gün çok hastaydım, böylece ilk sayfalar fena halde sinirime dokunmuştu. Klasik polisiyeleri hicvetmeye çalışan bir kitap olduğunu bilsem de, gözüme gözüme batan kurgu karakterlerini bu kadar yapay beklemiyordum sanırım. Mekanları, cinayetin şeklini, ipuçlarını ve ilişkileri, ağrıdan şişmiş kafama dolduracak halde de değildim. Alışma evresini ve beraberinde hastalığı atlattıktan sonra eğlence için yazılmış ve sırf o amaçla okunması gereken Şenlikli Bir Cinayet'i daha bir kendi kefesinde değerlendirerek hızla bitirdim.
Şenlikli Bir Cinayet, Noel tatili için ıssız bir kır köşkünde bir araya gelen misafirlerden birinin kilitli bir oda cinayetine kurban gitmesi ile başlıyor. Kar yüzünden evde mahsur kalan şüpheliler komşu köşkte oturan emekli bir Başmüfettiş'ten yardım istiyor. Başmüfettiş, evdeki herkesi resmi olmayan bir soruşturmaya tabi tutuyor, bütün konukların eski defterleri ve maktülle alakaları ortaya dökülüyor. Nihayetinde dedektif romanları yazarı Evadne Mount'un da yardımıyla katilin kim olduğu anlaşılıyor.
Genel olarak polisiye çok iyi yazılmadığı sürece hastası olduğum bir tür değilken benim için, bir de böyle tabiri caizse yazarın eline yüzüne bulaştırdığı bir kitap üzerine iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Yer yer fazlasıyla uzayan konuşmalarıyla iç sıkan, çözümleri ve bağlantıları zayıf bir kitap. Kalifiye bir okursanız yanından geçmemenizde fayda var.. :)
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.