Basım Yılı: Nisan 1996
Sayfa Sayısı: 189
Zehiri Kim Verdi, Agatha Christie'nin iyi bilinen romanlarından biri değil ama kendine özgü çok enteresan bir havası var.
Doğu'da yaptığı polislik görevinden geri dönen Luke, Londra treninde sevgili halasına benzettiği sevimli bir ihtiyar kadınla karşılaşır. Lavinia Fullerton, genç adama, Scotland Yard'a giderek yaşadığı köy olan Ashe'te peşpeşe cinayetler işleyen bir katili ihbar edeceğini söyler. Yaşlı kadına göre katil zekasına fazlaca güvenerek kolaylıkla cinayet işlemekte ve asla yakalanmayacağını düşünmektedir.
Luke ertesi gün gazetede Lavinia Fullerton'un Londra'da bir trafik kazasına kurban gittiğini okuyunca, yaşlı kadının tasvirlediği katilin gerçekten varolduğuna inanmaya başlar ve Ashe köyü'ne gider. Kaza gibi görünen ölümlerin ardındaki esrar perdesini kaldırmak için kolları sıvayan genç adama, köy sakinlerinden, yakın bir arkadaşının kuzeni olan Bridget da yardım edecektir..
Rüzgârda uçuşan siyah saçlarıyla güzel bir cadıya benzeyen Bridget ve pamuk gibi yumuşak, sevimli Lavinia Fullerton kitapta en hoşuma giden karakterler. Lord Easterfield'ın böbürlenmeleri ise cidden çok komik. Honoria Flete'in çalıştığı kütüphane, antikacı Sorty'nin Cadılar Tepesi'nde düzenlediği ayinler, katilin kurbanlarına bakarken yüzünde beliren ifadenin tasviri v.b. egzantrik ayrıntılarını seviyorum bu kitabın.
Bir de kitapta geçen şiir var tabii. Agatha Christie, 19. yüzyılın sonlarında doğmuş klasik İngiliz şair Frances Cornford'un Trenden Gördüğüm Şişman Kadın şiirini hoş bir şekilde adapte etmiş kurgusuna. Kırlarda geçen o bölüm, romanın en etkileyici noktası diye düşünüyorum.
Ey hiç kimsenin sevmediği şişman
beyaz kadın,
Neden ellerinde eldiven kırlarda
dolaşıyorsun?
Gitgide çoğalan bir özlem içinde..
Çimenler bir güvercin göğsü gibi
yumuşak
Tatlı bir dokunuşla ürperdiğinde
Neden ellerinde eldiven kırlarda
dolaşıyorsun?
Bir kitaba olan sempatinin ve zihinde çizdiği imajın, ilk defa okunduğu kişisel atmosferle, o esnada hissedilenlerle birebir alâkalı olduğuna kanîyim. Zehiri Kim Verdi de öyle sevdiğim bir kitap benim için. Bu defa yine zevkle okudum. Christie'nin kır polisiyelerine güzel ve farklı bir örnek görmek isterseniz tavsiye ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.