Yayın Evi: Metis Yayınları
Basım Yılı: Eylül 2010
Sayfa Sayısı: 89
İncecik bir şiir kitabı. Bir bekleyiş anında bitiverdi.
Murathan Mungan'la Yüksek Topuklar üzerinden tanıştım. Tam manasıyla bir hayalkırıklığıydı. Altmetin öylesine bastırıyordu ki romanı, psikolojik yansımalarını düşünmekten hikayeye konsantre olmak mümkün değildi. Dil de çok basit, daha doğrusu bir çeşit 'mahalle ağzı' gibi gelmişti bana. Acıklı bir abartma hali ve nefret doluydu kitap. Bir başka romanına cesaret edemeyişim bu sebepledir.
Metis'ten çıkan iki derleme kitabı Yazıhane ve Ressamın İkinci Sözleşmesi'ni okudum sadece. Üç Aynalı Kırk Oda'yı merak ettim, geçenlerde birinden benzeri bir hayalkırıklığı yaşattığını öğrenince yine vazgeçtim. 'O, roman yazmasın..' diyenler çok ama..
Şiirlerine konu geldiğinde iş değişiyor, bilhassa Yalnız Bir Opera'sı parça parça karşıma çıktığında büyülüyordu beni. Mesela;
Geldiğimde notun duruyordu masanın üzerinde
Sekizde yatmıştın
Saatime baktım sekizi beş geçiyor
O gün anladım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığı
Aramızda düşman gibi duran zamanı
O gün anladım
Senin bana erken
Benim sana geç kaldığımı.
O uzun şiirin de içinde bulunduğu Yaz Geçer isimli kitap, Murathan Mungan'ın nefis dizelerinden oluşuyor. Baştan sona etkileyici olduğunu söylemeliyim. Sanki romanları ve şiirleri yazan iki ayrı adam var gibi. Çok enteresan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.