ODALAR

1 Temmuz 2012 Pazar

FRANKENSTEİN _ Mary Shelley

Yayın Evi: İthaki Yayınları
Basım Yılı: Nisan 2011
Yayın Evi: 324

Dr. Frankenstein'ın yaratığının Genç Werther'in Acıları, Yitik Cennet gibi kitaplar okuduğunu biliyor muydunuz? Şekilsel olarak az çok bilgim olmasına rağmen Frankenstein kitabını okumadan önce yaratığı çok farklı hayal etmiştim. Daha ilkel ve eğitimsiz olduğunu, konuşmak yerine en fazla garip sesler çıkardığını sanıyordum. Öyle değilmiş.

Bir kimya öğrencisi olan Frankenstein, üniversitede okuduğu dönemde insan parçalarını bir araya getirerek bir ucube oluşturur. Canlanmasına sebep olduğunu iddia ettiği, parçalı kadavra görünümündeki çirkin yaratık kaçarak Frankenstein'ın sevdiklerini bir bir öldürmeye başlar. Genç adam perişan halde onun izini sürer. Yaptığı işten son derece pişmandır fakat bir mağarada oturup konuştuğu yaratık ondan kendisine bir dişi arkadaş vermesini ister. Yoldaşına sahip olduğunda, onu  alıp dünyanın ıssız bölgelerine gideceğini, insanlardan uzaklaşacağını söyler. Yeni felaketlere yol açmaması için, ona bu isteğini yerine getireceği sözünü veren Frankenstein, ikinci canavarın doğum anı yaklaştığında bu yaptığının kötülüğün çoğalmasına sebep olabileceğini farkeder, işi bırakır. Yaratık, büyük hevesle beklediği eşinin parçalanarak yokolduğunu görünce çılgına döner. Aldatılmasının intikamını feci şekilde aldığında Frankenstein'ın yaşayan bir ölüden farkı kalmayacaktır..

Bilimkurgu türünün ilk örneklerinden sayılan kitap, gayet düzgün bir dille yazılmış. Frankenstein'ın hikayesini başka birine anlatmasıyla kurulan katmanı sevmedim ama kitabın yazıldığı dönemde bu tarzın şimdiki kadar yaygın ve klişe olmadığını da göz önüne almak lazım. Öte yandan yaratığın kendi hayatını, sevgi ve yakınlık açlığını anlattığı bölümler ilginçti. Her halûkârda kaypak bir tavrı olduğu için tam olarak merhamet edemeseniz de, sebep olduğu felaketlerin nedenlerini az çok açıklamaya çalışmış Mary Shelley.

Frankenstein, okumaya değer, hayli ilginç bir kitap. Türe sempati duymadığım halde merak ve ilgim azalmadan bitirdiğimi söyleyebilirim. Varoluşsal acılar ve sonuçlarına dair çarpıcı bir hikaye isterseniz bu kitap iyi bir seçim olabilir.

6 yorum:

  1. Frankenstein'in filmini yarım yamalak izlemiş olduğumdan ben de, sizin de dediğiniz gibi, Frankenstein'i ilkel ve tüm derdi yıkmak yoketmek olan bir yaratık olarak düşünüyordum.

    Demek ki; bilimkurgunun baş yapıtlarından biri olan Frankenstein'i anlamak için, ya filmi adam akıllı izlemeliyim ya da kitabı okumalıyım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitapla ilgili böyle yanlış anlaşılmalar var enteresan bir şekilde. Mesela Frankenstein yaratığı oluşturan doktorun adı, yaratığın bir adı yok, halbuki biz onu Frankenstein olarak biliyoruz genelde.

      Filmini izlemeyi hiç düşünmedim ama kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.

      Sil
  2. Türkçesini çok uzun yıllar önce okumuştum. İngilizcesini de geçen sonbaharda -maalesef ÜDS'ye hazırlanırken- okudum. Senin de belirttiğin gibi ben de başkasına hikayeyi anlatma kısmını çok sevmemiştim. Çok yapay bir giriş gibi gelmişti. Ama diğer yandan doğru söylüyorsun kendi dönemi için oldukça radikal. Türünün zirvesinde bir kitap olduğunu düşünüyorum ben de. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası benim aklımda olan, alıp okumak istediğim bir kitap değildi, arkadaşımın kitapları arasında görünce aldım, bu kült hikayenin ayrıntılarından eksik kalmiyim diye :)) Dehşetli bir şey okumak istesem Poe okurdum sanırım.

      Güzel yorumun için teşekkürler canım.

      Sil
  3. Her ne kadar bu tür kitaplar okumasamda ilgimi çekti nedense. Listeme ekleyeceğim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda belirttiğim gibi ben de türe yakın değilim ama bir çok yazara ilham veren böyle temel bir metni okumadan geçmek istemedim.

      Listenize katkıda bulunmamıza sevindim bu arada.

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.