Yazan: Burçak Çöllü
Yönetmen: Mustafa Avkıran – Övül Avkıran
Oyuncular
Çığırtkan – Lala: Kubilay Karslıoğlu
Ay Kız: Tuba Karabey, Gözde Kaya
Mehmene Banu: Gözde Cığacı, Deniz Bolışık
Şirin: Ebru Helvacıoğlu, Dolunay Pircioğlu
Ferhad: Erdem Yılmaz, Uygar Özçelik
Hüsrev: Kutay Şahin, Erdem Yılmaz
Dadı: Cansu Saka / Vezir: Erkan Yılmaz
Dilruba: Gözde Kaya, Tuba Karabey
Peymane: Çağıl Tekten / Ruhnüvaz: Gizem Ancı
Cilvenaz: Ayşe Gülerman / Marangoz: Onur Şirin
Demirci: Adil Can Demirel / Fırıncı: Emre Sungur
Kunduracı: Melih Şengider / Bohçacı: Selda Şahin
Terzi: Deniz Bolışık, Gözde Cığacı / Çömlekçi: Uygar Özçelik, Kutay Şahin / Mimarbaşı: Sercan Çelik / Arzenli: Dolunay Pircioğlu
Arzen* şehrinin sultanı Mehmene Banu, İran şahı Hüsrev ile nişanlanan kardeşi Şirin için saray bahçesine bir köşk yaptırmak ister, inşaat başlar. Köşkün duvar nakışlarını Ferhat isimli genç bir usta yapmaktadır. Şirin, Ferhat'a aşık olur, Ferhat'ın da onu sevdiğini sanan Mehmene Banu, ustayı önce zindana attırır. Sevgilisi zindana düşen Şirin hastalanıp yataklara düşünce, kardeşinin üzülmesine dayanamaz, Ferhat'ın kuraklık çeken şehre, Şahinkayası denilen yerden su yolu açmasını biraraya gelmelerine şart koşar. Su bulunan yer ile arada dağlar olduğu için bu imkansızı istemek gibidir. Ferhat dağı delip yol açarken, bunu Şirin'e kavuşmak için mi, yoksa bambaşka bir nedenle mi yapacaktır?
Ay Ecesi'ni izleyip dışarı çıktığımda adeta büyülenmiştim. Oyunun cümleleri, görüntüleri bir süre uçuştu zihnimde, gerçek dünyaya dönemedim. Sevdiğim klasik hikayelere körü körüne bağlanma derdim olmadığı için, bildiğimiz Ferhat ve Şirin hikayesine Mehmene Banu'nun kalbinden bakan bu farklı hikaye çok hoşuma gitmişti.
Oyunda Mehmene Banu ve Terzi, Şirin ve Arzenli kadın, Ferhat, Hüsrev ve Çömlekçi, Aykız ve Dilruba
rolleri çeşitli oyuncular tarafından dönüşümlü canlandırılıyordu. İki defa izlediğimde de Mehmene rolünde Deniz Bolışık'a denk geldim, soğuk, kederli bir güzelliğe sahip oyuncunun Ece karakterine çok yakıştığını düşünüyorum. (Maalesef onun olduğu fotoğrafları bulamadım. Fotoğraflardaki kraliçe; Gözde Çığacı)
aynı anda sahnenin biraz gerisinde iplerle çevrelenmiş bir hâle içinde, ilkgençliğini canlandıran Aykız'ın, sultanın parça parça olan kalbini bize jestleriyle anlatması çok etkileyiciydi.
Not: Gece Kütüphanesi not defterim ya, uzun zaman geçti ve piyeslerin bir çoğu artık oynanmıyor olsa da, burada dursunlar. Daha sonra dönüp baktığımda o günü, o ânı hatırlamak için.
*Şimdi Erzurum'un bulunduğu bölge.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.