Yayın Evi: Akçağ Yayınları
Basım Yılı: 2005
Sayfa Sayısı: 136
Gülnihâl veya Nâmık Kemâl'in ilk düşündüğü adıyla Gönüldeki Sır, yazarın Vatan yahut Silistre ile aynı dönemde yazdığı, fakat ilk oyunun sahnelenişinin ardından çıkan olaylar ve sürgüne gönderilmesiyle sahnelenemeyen, nisbeten daha başarılı bir piyes.
Rumeli'de sancak beyi olan Kaplan Paşa, zulmünden dolayı sevilmeyen bir adamdır. Kuzeni Muhtar Bey ise onun aksine halk tarafından benimsenen ve iktidara çıkması istenen bir iyilik timsalidir. İki genç, İsmet isimli genç bir kıza aşık olmaları sebebiyle de hasım konumundadırlar. Kaplan Paşa bir bahane bularak Muhtar'ı zindana attırır ve İsmet'in dadısı Gülnihâl'in yardımıyla İsmet'le nişanlanır. Gülnihâl'in derdi bu oyunla, Muhtar'ı hapisten kurtarmaktır ama işler umduğu gibi gelişmez..
Kitabın başındaki sunuş kısmı, oyunun kendisinden daha ilginçti dersem, biliyorum esere ayıp olacak. Gülnihâl'in değişim hikayesi ve entrikaları, Muhtar Bey'in Hamletvari bir edayla mezardan çıkan kurukafa ile konuşması, ciddi bir sadeleştirme görmemesine rağmen piyesin kolay okunan dili, bu okumanın iyi taraflarıydı.
Acayip
değil midir? Herkes ölümden korkar. Fakat kimse akıbeti mevt olan
yaşamaktan korkmaz. Herkes ölümden kaçar. Fakat kimse her adım attıkça
mezara bir adım daha yaklaştığını düşünmez. Doğrusu güzel dünya! Bir
adam, ne vakit son menziline varırsa, o vakit rahatça yatabilir. [sf 106]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.