Basım Yılı: 2009
Sayfa Sayısı: 368
Biraz bakar, sonra hızlı bir şekilde okuyup bitiririm diye düşündüğüm bir kitaptı, Örgü Kulübü. Kapağı ve adının sıcaklığı hoşuma gittiği için almıştım. Ama okumaya başlayınca bir çoksatardan beklediğim kadar sığ olmadığını gördüm ve zevkle devam ettim.
Georgia Walker, uzun yıllardır New York'ta bir tuhafiye dükkanı işleten ve kızıyla birlikte dükkanın üzerindeki ufak evinde yaşayan bekar bir kadındır. Yalnız bir anne olarak çeşitli zorluklarla düzenini kurmuş olsa da, geçmişte, onu yarıyolda bırakıp giden iki kişinin ihanet izlerini hâlâ kalbinde taşımaktadır; sevgilisi James ve çok yakın kız arkadaşı Cathy.
Georgia'nın her konuda en büyük desteği kocasını kaybetmiş yaşlı bir kadın olan Anitadır ve dükkanın işlerine bakan Peri de biraz yükünü hafifletmektedir. Walker ve Kızı adındaki dükkanın elişi malzemeleri almaya gelen daimi müşterileri vardır, bazı kadınlar nasıl örgü örecekleri konusunda da onlardan yardım isterler, dükkanın ortasındaki küçük masanın etrafında yavaş yavaş bir topluluk oluşur. Her Cuma akşamı toplanarak birlikte örgü örerken hayatlarına dair birşeyler de paylaşırlar, aralarındaki bağ giderek kuvvetlenir.
Belli bir ayarda giden hayatı, James ve Cathy'nin peşpeşe çıkagelmesiyle altüst olan Georgia, onlarla başetmeye çalışırken en büyük yardımı da dükkanındaki bu minik kulüpten görecektir..
Kitabın edebi bir değeri yok elbette ama Kate Jacobs hayata dair acı ve tatlı şeyleri güzel dengeleyerek, saçmalamadan veya basitleştirmeden hoş bir roman yazmış. Özellikle böyle tatlı bir kitap için cesur bir sonu var diyebilirim.
'Gitmesine neden olacak bir şey mi yaptın?' dedi Dakota mısır gevreğinden başını kaldırıp annesine dik dik bakarak (İşte bu gibi zamanlarda Georgia Anita'nın tavsiyelerini bir mantra gibi uyguluyordu: Babasıyla ilgili gerçek sadece Dakota'nın duygularını incitecektir ve bunu ona söylediğin için senden nefret edecektir.) Bu yüzden Georgia konuyu saptırmış ve iyi gitmeyen ilişkiler konusunda belli belirsiz konuşmuştu ve Dakota'yı çok sevdiklerini ve onun ayrılmalarında hiçbir suçu olmadığını söylemişti. [sf 21]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.