ODALAR

13 Ekim 2017 Cuma

FRANNY VE ZOOEY Jerome David Salinger

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Basım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 151

Çavdar Tarlasında Çocuklar'ından sonra başka bir Salinger kitabı okuyacağımı düşünmüyordum ama Franny ve Zooey sıkça karşıma çıktı, beğeni beyanatları, karakterlerle özdeşleşmeler, hayranlıklar gördüm ve bu kadar sevilen kitap nedir diye merak ettim.

İlk bölümde Franny'nin sevgilisiyle buluşup yemek yemesi ve o sırada fenalaşmasını okuyoruz. İkinci bölümde abisi Zooey duş perdesinin ardında banyo yaparken annesi içeri giriyor ve onunla uzun bir konuşmaya tutuluyorlar. Sonrasında annesinin isteği üzerine Zooey salondaki kanepede kendinden geçmiş gibi hasta yatan kızkardeşiyle konuşuyor ve kitap bitiyor. 

Şekilsel olarak bu minvalde ilerleyen roman, biri intihar etmiş diğeri savaşta ölmüş yedi kardeşin en küçük ikisi olan Franny ve Zooey üzerine yoğunlaşıyor. Çok düşünen ve bunalan Franny'nin çıkış yolu arayışı, umursamaz gibi görünen abisinin ona yardım etme çabaları v.s. derken felsefi konuşmalar, konuşmalar, konuşmalar..

Salinger 'benim' dediğim yazarlardan biri değilse de kurduğu dağınık, kaotik atmosfer ve değindiği konularla bu romanı ilgiyle okudum. Absürt öğeleriyle bana biraz Günlerin Köpüğü'nü anımsattı ama aslında komik bir tarafı yok, daha çok varoluş dramı söz konusu. Tam bir modern klasik diyebilirim. 

Ve, işin en kötü tarafı da, bohem takıldığında ya da bunun gibi bir çılgınlık yaptığında, sen de herkes kadar düzene ayak uydurmuş oluyorsun, sadece biçim farkı var. [sf 25]

Tek bildiğim şu, aklımı kaçırıyorum. Ego ego ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de. Bir yere varmak, farklı ve ayrıcalıklı bir şeyler yapmak, ilginç biri olmak isteyen herkesten bıktım usandım. İğrenç bir şey bu –iğrenç iğrenç. Kimin ne dediği umrumda bile değil. (...)

Rekabetten korktuğum filan yok. Tam tersine. Bunu göremiyor musun? Rekabet edeceğimden korkuyorum ben-beni asıl korkutan bu. bu yüzden ayrıldım tiyatro bölümünden. ben herkesin değer yargılarını kabule korkunç bir şekilde koşullanmışım diye, bunun doğru olması gerekmez ki. bundan utanıyorum. bıktım usandım. tam bir hiçkimse olacak cesareteim olmamasından usandım. kendimden de, bir çeşit ses getirmek isteyen herkesten de usandım. [sf 28]

4 yorum:

  1. yıllar önce yazarın Gönülçelen-çavdar tarlası- kitabını okuduğumda ne holden caulfield yaşadıkları ne de yazarın uslubu bana abartıldığı gibi pek de çarpıcı gelmemişti. Açıkçası kitap beni pek etkilememişti. Belki o zamanlar dahi çok kitap okumuş olduğum için dimağım farklı yazarlarla yeterince dolu idi ve etkilenmemiştim.Şimdi adeta -spoiler- verdiğiniz FANNY de çekici gelmedi pek.
    Farklı hatta marjinal gençleri ve onların deneyimlerini anlatan eserleri seviyorum ama içinde bulunduğumuz çağın gerçekleri ve bakış açısı bizim şaşırmamıza ve etkilenmemize engel olabiliyor. Yazıldığı zaman için çarpıcı bir konu ve karakter tiplemeleri yaratmakta Salingerin yeteneği ise tartışılmaz,bu tamam..Mesela, şimdilerde elimde olan Philip Roth'un ilk eserlerinden "Goodbye Columbus" romanında anlatılan gençlik ve onların deneyimleri bana daha çekici geldi.
    Neyse yine de bir modern klasiktir Salingerin her iki romanı da..Teşekkürler,İyi okumalar!
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda Franny’e dair çok genel tanımlamalar var, onu anlamak için kitabı dikkatlice okumak gerek, o açıdan sürprizbozan olduğunu düşünmüyorum ama diğer konularda yazdıklarınıza katılıyorum, teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
  2. Başka Sinema'da şu sıralarda Salinger'in hayatının konu edinen bir film oynuyor. İzlemenizi tavsiye ederim; filmin ismi Çavdar Tarlasında Asi. Film; Çavdar Tarlasında Çocuklar'ın hangi koşullar altında yazıldığını işliyor. Bu arada bu kitabı bloğunuz sayesinde öğrendim ve kitap listeme de ekledim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğiniz filme bakacağım, güzel yorumunuz için teşekkür ederim ☺️

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.