Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: 2018
Sayfa Sayısı: 192
Tüm hikayenin tek bir mekanda; Clarissa Hailsham-Brown'un oturma odasında geçtiği Örümcek Ağı, sahnelenmesi düşünülerek yazılmış, diğerlerine nispeten kısa bir Agatha Christie romanı.
Taşrada oturan bir diplomatın eşi olan Clarissa, hayal gücü kuvvetli, neşeli, şakacı bir genç kadındır. Bir akşam oturma odasına girdiğinde kurgulayarak eğlendiği o çılgın varsayımlarından birinin gerçek olduğunu, odada, kanepenin arkasında bir cesedin yatmakta olduğunu farkeder. Kocası Henry'nin eski karısı Miranda'nın kocası Oliver'dir bu ve Henry'nin küçük kızı Pippa onu alıp götürmeye gelen üvey babasını öldürdüğünü söyler. Henry, kısa süre sonra çok önemli bir politikacıyla beraber eve gelecektir ve o akşam polisin etrafta olması en son isteyeceği şeydir. Herşeyi yoluna sokmak ve üvey kızını korumak isteyen genç kadın evlerinde misafir olan eski arkadaşlarını yardıma çağırarak ölüyü yakınlardaki bir ormana götürmelerini ister. O esnada kapı çalınır. Cinayet ihbarı üzerine gelmiş olan müfettişin sahneye girmesi tüm planlarını altüst edecektir..
Clarissa'nın şakaları ve şirin, sevgi dolu üvey anneliği ile renklenen kitabın bir çırpıda okunduğunu söyleyebilirim. Kütüphaneye açılan gizli bir geçit, görünmez çekmeceleri olan bir masa, elinde tırmığıyla daima bir yerleri kazan bahçıvan Bayan Peake de hikayenin güzel ayrıntılarından. Agatha Christie'nin nefes kesici kurgularından değil belki ama yine de yazarın tarzını hissetmek mutluluk veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.