Basım Yılı: 2018
Sayfa Sayısı: 71
Her ne kadar Zweig'in incelikli anlatımı dahî olsa, bu hikayenin sağlam bir dayanak noktası olduğunu, heyecanıyla insanı içine çektiğini söyleyemem. Yazarın diğer şahane hikayelerini andırsa da içi boş bir kukla gibi tatsızdı.
'Fransız taşrasında bir otelde karşılaşan Mrs C. ve yazar, orada konaklayan evli çiftlerden birinin karısının birkaç saat vakit geçirdiği serseri bir gençle kaçmasından sonra, onları ayıplayan, kınayan topluma karşı, gidenleri anlamaya çalışan bir görüşü paylaşırlar. Bu düşünsel yakınlık, Mrs C.'nin, geçmişinde yer alan bir günlük, benzer bir sergüzeşti anlatmasına varır..'
Akşam sözleştiğimiz saatte kapısını çaldım, kapı hemen açıldı: içeriye pastel bir ışık hâkimdi, sadece masanın üzerindeki küçük okuma lambası yarı karanlık odaya huni şeklinde sarı bir ışık yaymıştı. [sf 14]
Bu beklenmedik anda tüm korku ve ürkeklikler ağır, siyah bir manto gibi üstümden düştü; artık utanmıyordum, hayır mutlu olduğum bile söylenebilirdi. [sf 42]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.