ODALAR

16 Ağustos 2020 Pazar

TATLI ÖLÜM Marion Chesney Beaton

Yayın Evi: Nemesis Kitap
Basım Yılı: 2019
Sayfa Sayısı: 228

İngiliz kır polisiyesi vâdeden, baş karakterinin adı da Agatha olan bu kitaptan biraz okuduğumda o kadar sıkıldım ki, öylesine atlayarak ilerleyip sona varmaya karar vermiştim. Fakat ortalarına geldiğimde -yine pek matah bir hali olmasa da- herhalde Agatha Raisin'in itici, kokoş, plaza kadını havalarının biraz değişmesiyle daha okunabilir bir kıvam aldığını farkettim, hikaye ivme kazandı ve o hızla da bitti zaten.

Agatha Raisin, hırslı, reklam işinde başarılı, orta yaşlı bir kadın. Hayatının temposundan sıkılıp şirketini devrediyor ve Carsely adında bir köye yerleşiyor. Issız taşrada yalnızlığını kırmak için bir şeyler yapması gerektiğini anladığında köydekilerin gözüne girmek için geleneksel kiş yarışmasına katılmaya karar veriyor. Londra'da iyi bir dükkandan alıp getirdiği ıspanaklı kişi yiyen jüri Bay Cummings-Browne öldüğünde yanlış bir şekilde istediği üne kavuşan Agatha, kaza sonucu gibi görünse de üzerine kalan bu ölümü araştırmaya başlıyor..

M.C. Beaton, Hamish Macbeth, Edwardian Murder gibi seri kitaplar yazmış ama en meşhur, eğlenceli polisiye serisi Agatha Raisin, 31 romandan oluşuyor. İlk kitabın sonuna doğru Agatha'ya ve Carsely'e alışmaya başlayınca acaba diğer kitapları daha iyi midir diye merak etmeye başladım ama Tatlı Ölüm ülkemizde -doğal olarak- pek de ilgi görmediği için diğer kitapların basımı yok, İngilizce düşünecek olsam da bu seriyi değil Flavia de Luce'u okurdum, çok daha şahane olurdu.

Kitapların Fransız ve İngiliz kapak tasarımlarından bazıları cidden harika, Türkçe'de de o halleriyle telifi alınmış olsa çok daha ilgi çekerlerdi diye düşünüyorum. Bu arada serinin tv dizisi çekilmiş, kitaba başlarken şöyle bir göz atmıştım, ışıl ışıl, yemyeşil, güzel kırsal görüntüleri vardı ama başroldeki kadın da kitaptakine tam uyduğundan o sırada izleyemedim. :)

Rahip evin alt katına inerken karısı kahve hazırlamak için mutfağa gitti. Agatha da etrafına bakınmaya başladı. Papaz evi cidden çok eski olmalı, diye düşündü. Pencere çerçeveleri ve kapılar eğimlenmiști. Burada kendi evindeki gibi halı döşeme yoktu ama eski ahşap zemin cilalanıp cam gibi yapılmıştı ve ortasında parlak renkli bir Iran halısı vardı. Küçük bir masanın üzerindeki kâseye çeşitli çiçek yaprakları doldurulmuştu. Bir başka masada bir vazo dolusu çiçek, pencerenin önündeyse saksılanmış sümbüller duruyordu. Agatha'nın üstünde oturduğu yıpranmış sandalyelerin minderleri kuş tüyündendi. Önündeki yeni görünen kahve sehpası şu Kendin Yap mağazalarından alınıp birleştirilmişti ve üstü dergiler ve gazetelerle doluydu. Bunların yanında bir de yeni başlanmış bir gergef işi duruyordu ve odayla bütünleşmişti. Tepesindeki alçak tavan yılların ve dumanın etkisiyle kararmıştı. Odadaki sümbül ve karışık çiçek yaprağı kokusuna lavanta ve odun ateşi kokusu eklenmişti. [sf 78]