ODALAR

4 Temmuz 2010 Pazar

KLASİKLERİ NİÇİN OKUMALI_İtalo Calvino

Yayın Evi: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
Basım Yılı: Ekim 2008  
Sayfa Sayısı: 285


İnsan bazen aynı yanılgıya defalarca düşebilir. Bile bile yapar bunu ve zevk de alabilir. Kaleminin kuvveti kabul görmüş bir yazarın roman ve öykü gibi kurmaca yazılarına yahut hiç olmazsa denemelerine vakıf olmak yerine önce klasik yazarlar üzerine incelemelerini okumaya kalkışıp kitabın her sayfasında "Aslında okumam gereken bahsedilen kitapların kendileri!" diye içi içini yiyebilir. İtalo Calvino, okuyucusunu kendi kendine konuşmaktan kurtarıp bu düşünceyi "Klasikleri Niçin Okumalı?" kitabının en başlarında "Doğrudan özgün metinleri okumak gerek."(sf. 14) şeklinde ifade ediyor. Böyle kitabının şekilsel kaygısını yerle bir eden yazarları seviyorum.


Elbette ki, bu cinsten bir inceleme kitabını okumakta sadece kişisel olarak bilinmeyen yazarlar-klasikler üzerine bilgi sahibi olma arzusu değil, yazarın bilindik metinler üzerine bakış açısını görme isteği de yatıyor. Peki yazara ait özgün-kurmaca metinler okunmadan, okur nazarında o bakış açısının değerini ölçmek nasıl mümkün olabilir?


"Klasikleri Niçin Okumalı?" kitabını arka kapağında bahsedilen tanıdık klasik yazarlara dair cümleleri sebebiyle almıştım: 




Şimdi kitabı bitirdikten sonra bu metnin bir parça yanıltıcı olduğunu düşünüyorum, burada bahsi geçen yazarların bir kısmından hiç bahsedilmiyor, birkaç tanesi hakkında sadece bir cümleyle değinilip geçilmiş. İtalo Calvino'nun şahsi klasiklerini anlattığı yazıları, antik dönem yapıtlarından (Odysseia, Ovidius, Doğa Tarihi(..) başlayıp çağdaşı yazarlara (..)Queneau, Cesar Pavese.) uzanan kronolojik denilebilecek bir düzen içinde ilerlerken incelenen eserlerin çoğu İtalyan yazarlarına ait, diyebilirim. En iyi bildiğini yazmasına itirazım yok ama bu, kitap hakkında mühim bir ayrıntı diye düşünüyorum.


İtalyan edebiyatı üzerine yoğunlaşan kitapta Calvino'nun poetika üzerine cümlelerini ve sevdiği şairlerin dizelerindeki anlama dair şahsi kurgularını okumak keyifliydi fakat İtalyanca şiirin biçeminden bahsettiği kısımları öylece geçmek durumunda kaldım.


İtalo Calvino'nun İspanyol yazar Jorge Luis Borges üzerine yazdıkları ise benim için diğerlerinden bir adım öne geçti diyebilirim. Bir süre önce pek de hoşuma gitmeyen bir şekilde Borges'in kitaplarıyla tanıştığım, birkaç gün içinde göz atıp derhal kendilerini sahibine geri vermek suretiyle uzaklaştığım için derinlemesine bir fikir sahibi olamamıştım. Calvino, Borges'i peşinden yazar kitlelerini sürüklemiş, eşsiz kabiliyette bir adam olarak nitelerken öze yönelik yapıtlarına dair merak uyandırıcı ipuçları sunuyor. Babil Kitaplığı'na uzanarak bu bulmacayı çözme niyetindeyim.


En başta bahsettiğim yanılgıya bir daha düşer miyim, onu da zaman gösterecek.

2 yorum:

  1. o babil kitaplığını benim de keşfetmem gerekiyor.
    Arka kapaklara pek itibar etmemek lazım galiba ancak ben sanki daha farklı seninde dediğin gibi klasikleri nasıl anladığını anlatır diye umuyordum. Bu kitap yerine "Görünmez Kentler"i okumak daha iyi olacak gibi ne dersin ;)

    YanıtlaSil
  2. Evet bu konu farklı çıkınca paylaşmak istedim ben de.

    Görünmez Kentler sırada, nasıl bir kitap çok merak ediyorum. :)

    YanıtlaSil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.