Yayın Evi: Can Yayınları
Basım Yılı: Mayıs 2010
Sayfa Sayısı: 103
Güneşi Uyandıralım'ı okuduğumda yaşadığım hayal kırıklığını üst seviyelere taşıyan kitap. Aslında bu kitabın Şeker Portakalı'nın devamı olduğunu da düşünmüyorum. Gum, Zeze'ye yakın bir karakter ama evlatlık olduğu ailenin bireylerinde anlaşılmaz bir artış ve önceki kitaplara uymayan tuhaf ayrıntılar var.
İkinci kitabın sonunda Zeze yirmili yaşlarına yaklaşıyor ve eğitimini tamamlayarak gerçek ailesinin yanına dönüyordu. Bu kitapta tekrar ablası Gloria ve küçük kardeşi Luis'le birlikte olacağını, onları kaybettiği zamanları anlatacağını düşünürken tamamen alakasız bir hikayeyle karşılaştım.
Delifişek'in önsözünde, yazarın bu kitabını çok sevdiği, hayatında çok ayrı bir yere koyduğundan bahsediliyor. "Devrimci" yönünü anlatıyormuş. Olay bütünlüğü ve hikaye dizimi bile olmayan, sadece baş karakterin tutkularından vazgeçmeye çalışmasını ve bunda muvaffak olamayışından duyduğu sıkıntıyı ve bencilliğini anlatan böylesi zayıf bir romana nasıl bir değer vermiş olabilir, bilmiyorum. Madem böyle bir kitap yayınlayacaktı, bunu Zeze'nin ismi üzerinden yapmasaydı en azından.
Kısaca Şeker Portakalı'nı seviyorsanız Deli Fişek'i okuyup da hiç canınızı sıkmayın diyorum.
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.