Basım Yılı: 2019
Sayfa Sayısı: 66
Günlerin Köpüğü romanından önce yazdıklarını edebi eser olarak kabul etmeyen yazarın bir bildiği varmış. Hatta 23 yaşında, bir ameliyat geçirecek olan karısını oyalamak için yazdığı Vasatlar İçin Peri Masalları'nı bastırmamış bile, yıllar sonra metni baştan sona düzeltme işine kalkışmış ama bunu da tamamlamamış. Kitabı ikinci eşi yayınlatmış.
"Birinci bölüm bana ait değildir."
Yazar
I.
Evvel zaman içinde, gün yüzü kadar güzel bir prens vardı. Ormanın derinliklerindeki gri duvarlı ve (yosun tuttuğu için yeşil görünen) mor çatılı bir şatoda, köpeği ve küheylanıyla birlikte yaşıyordu. İnzivaya çekilmişti ve bu yalnızlık onu genç yaşta hayattan soğutmuştu. Bahçesinde salına salına dolaştığı bir gece, tatlı ve güleç yoldaşı ay (hani yalnızdı?) hoş kokulu ılık bir meltemle salınan yüce ağaçların doruklarını şefkatli (gayet yumuşak) bakışlarla okşuyordu (şair doğmuş mübarek!). Bu sırada prens, şeker konmadığında hayatın ne kadar acı olduğunu düşünmeye başladı. Büyük bir kararlılık yüreğini kapladı: Gitmeli (bu biraz da ölmek değil midir?). Ender ve değerli bu şekeri bulmak için gitmeli (yaşasın karaborsa!). Ertesi sabah gün ağarır ağarmaz önce kara küheylanını eyerledi (ben de çekinmem hiç soğuktan), sonra üstüne binip, eskiden sevdiği ama artık şeker yokluğundan dolayı nefret ettiği bu diyardan kaçtı (hiçbir şey sonsuza dek sürmez). [sf 13]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.