Basım Yılı: Aralık 2016
Sayfa Sayısı: 62
Kütüphaneye okuduğu kitapları teslim edip merak ettiği birkaç tanesini almak için giden genç bir çocuk, 107 numaralı odadaki yaşlı adam, bodrumdaki Koyun Adam, güzel bir genç kız ve sığırcık kuşu, deri ayakkabılar, tatlı çörekler, bilgiyle dolu lezzetli beyinler ve çocuğun onu endişeyle bekleyecek olan annesi..
Tuhaf Kütüphane, tadımlık, kısa bir hikaye. Sahilde Kafka ile Haşlanmış Harikalar Diyârı ve Dünyanın Sonu romanlarını anımsatan küçük bir kapsül gibi. İki romanı da hayli keyifle okumuştum.
'Sen sesli konuşamıyor musun?' diye sordum kıza.
'Hayır, küçükken ses tellerimi tahrip ettiler.'
'Tahrip mi ettiler?' dedim hayretle. 'Kim yaptı bunu?'
Kız bu sorumu yanıtlamadı. Tatlı bir şekilde gülümsedi sadece. Öylesine neşe saçan bir gülümsemeyideki etrafımdaki havanın inceldiğini hissettim. [sf 30]
Labirentlerin zor yanı, seçtiğin yolun doğru olup olmadığını, sonuna kadar gitmeden bilememendir. Sonuna kadar ilerleyip de yolu karıştırdığını anladığında, geri dönüp baştan başlamak için çok geç olabilir. İşte labirentlerin sorunlu noktası da budur. [sf 52]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.