ODALAR

19 Kasım 2025 Çarşamba

MUTFAK Banana Yoshimoto

 

Basım Yılı: Haziran 1998
Yayın Evi: Arion Yayınevi 
Sayfa Sayısı: 142

Mutfak ve Ayışığı Gölgesi isimli iki hikayeden oluşan kitabın yumuşak, hüzünlü ama aynı zamanda ümitvâr bir havası olduğunu söyleyebilirim. 

Kapımın girişinde ayakta dururken öyle mutlu bir gülümseyişi vardı ki gözbebeklerini yakından görmek için bakıverdim. Gözlerimi ondan alamadım. Sanırım bir ruhun adımı çağırdığını duydum. [sf 14]


Parktan geçerken gecenin yeşil kokusuyla dolup taştı. Gökkuşağı renginde parıldayan ıslak yolda çamurlar sıçratarak yürüdüm. [sf 15]


Yuichi bana yardım etti; bu gece boş vakti var gibiydi. Farkına vardığım diğer bir şey de onun boş zamanlardan nefret ettiğiydi.

Kalemlerimizin cızırtısı akşamın şeffaf sessizliğini düşmeye başlayan yağmurun sesine karıştı [sf 33]


Konuşmamız bulutlu gökyüzünün arasından yıldızların bir an görünmesi gibiydi, belki zamanla bu tür konuşmalar aşka dönüşebilirdi. [sf 35]


Yuichi’ye, ‘Uykum var,’ dedim ve doğrudan yatağa gittim. Müthiş yorucu bir gün olmuştu. İyice ağlayıp rahatladıktan sonra bir bebek gibi uyudum.

Beynimin bir köşesinde Yuichi’nin çay için mutfağa gidip ‘Ne, hemen uyudun mu?’ dediğini duymuş gibi bir duyguya kapıldım. [sf 40]


Omuzlarına sürünen saçları hışırdadı. Meydana gelen kötü olayların seni çok üzdüğü, önündeki dik yokuşa bakmaya cesaret edemediğin çok günler olur. Aşk bile insanı bundan kurtaramaz. Hâlâ batıdan gelen alacakaranlık içerisinde, işte orada, ince, zarif elleriyle çiçekleri sularken öyle tatlı bir ışığın ortasındaydı ki döktüğü şeffaf suda gökkuşağı parlıyormuş gibiydi. [sf 46]


Gerçekten büyük olan insanlar çevresindekilerin kalbini ısıtan bir ışık saçarlar. Bu ışık söndüünde kasvetli bir keder gölgesi iner. [sf 58]


Düşünülmeden gösterilmiş bir nezaket, hem kişisel değil hem de asil ama asla iki insan arasında kurulu mesafeyi yok etmiyor. [sf 117]


16 Kasım 2025 Pazar

GİZEMLİ BAY QUIN Agatha Christie

 

Yayın Evi: Altın Kitaplar 
Basım Yılı: Ocak 2024 
Sayfa Sayısı: 303

Agatha Christie'nin en ilginç karakterlerinden biri olan Bay Quin'in 12 hikayesinin tam metin olarak basılmasını uzun zamandır bekliyorduk. Akba Yayınevi, Esrarengiz Arlöken adıyla 9 hikaye yayınlamış, Altın Kitaplar Ölümün Tam Zamanı'nda 8 hikayeyi basmıştı fakat bütün hikayeleri Türkçe olarak tek bir kitapta görmek geçen sene kısmet oldu.

Daha önce bu hikayelerden bahsettiğim yazıda detaylara inmiş ve bana neler hissettirdiklerini uzun uzun anlatmışım, o sebeple bu defa daha önce okumadığım, sadece bu kitapta bulunan 2 hikayeden bahsedeyim: Denizden Gelen Adam ve Harlequin'in Yolu. 

Denizden Gelen Adam, gizemli olmakla beraber acı bir hikayeyi romantize eden, içerisinde kimse yaşamıyormuş gibi görünen bir evde oturan yalnız bir kadın ve evin önündeki kayalıklarda intihar etmek üzere olan bir adamın öyküsünü anlatırken yine meşhur Bay Satterthwaite ve Bay Quin de işe karışıyor. 

Harlequin'in Yolu, kitaptaki son hikaye. Savaştan kaçıp evlenmiş bir Rus balerin, kocası, eski bir arkadaşı ve Harlequin piyesinin sergilendiği akşam Aşıklar Yolu'nda olanlar.. Bu hikayenin dokunaklı, tekinsiz bir havası var ve Bay Quin'in dahil olduğu hikayeler içerisinde en beğendiklerimden biri oldu. 


11 Mart 2025 Salı

ROOMS: THE TOY MAKER’S MANSİON [2015]

 

Oyun çıkalı on sene olmuş, oynayalı da bunun yarısı kadar olmuştur herhalde ama nedense blogun oyunlar kısmına eklememişim ve sık sık eksikliğini hissediyorum. Çok güzel bir oyun vardı, adı neydi diye dönüp bakmak istiyorum, o sebeple yazmak istedim. 

Anne isminde küçük bir kız gizemli bir köşkte mahsur kalıyor ve biz de bölümleri çözmek suretiyle dışarı çıkmasına yardım ediyoruz. 

Çevirmeli telefon veya dolap vasıtasıyla ışınlanma, parçalara ayrılarak ödümüzü kopartan ürkünç kuklanın takibi, merdivenler derken gitgide zorlaşan oyunla çok zevkli dakikalar geçirirken, estetik çizimlerin de en az bulmacası kadar kaliteli olduğunu söyleyebilirim.