Son günlerini yaşayan Tüyap Kitap Fuarı'na gitmemeye karar vermiştim ve rahattı içim. Okunacak yığınla (46 adet) kitap dururken yenilerini almasam iyi olur diye düşünüyordum.
Geçen sene son günlere mecbur kaldığım için çocuk izdihamının ortasına düştüğümden, bu sene ilk günler geçtikten sonra fuar düşüncesi bitti kafamda. Bugün de (cumartesi) öyle sakin sakin oturuyor, çeşitli kitap sitelerinden yeni (çevirileri tam) Christie'lere bakıyordum. Listemi ekledim düzenledim, ne kadar zaman sonra alırım diye düşündüm filan.. O esnada telefon çaldı. "Fuara gitmek ister misin?" diye bir teklif. :) "Gidiyim Christie'lerimi aliyim bari" :) dedim ben de.
Sonrası 12 Christie ve +8 kitap. Gerçi Dönüşüm sayılmaz, çünkü yazı atölyemizin sergisine dekor olarak gidip geri dönmediğinden beri yeniden almak istiyordum kendisini.
Fuara giderken fazlasıyla trafik ve yol çalışması olduğundan 2 saate yakın bir süre sonucunda varabildik. Otoparklar, etraf v.s. kalabalık gibi görünüyordu ama içerisi fena değildi haftasonu olmasına rağmen. Belli başlı yayınevlerinin toplandığı 3. salonda buldum bütün istediklerimi. Ufak bir gezintiden sonra Christie yığınımı aldığım/yanıma da bir tekerlekli valiz almadığım(!) için diğer salonları dolaşamadım. Emanet kutuları gibi bir şey olsa fuarda cidden iyi olur, yahut vardır da ben bilmiyor olabilirim. Arada yükü boşaltıp, yenilerine rahat rahat bakabilirdik o zaman.
Kitaplara gelirsek;
Ayrıntı Yayınları'ndan; şu an okuduğum kitabın (Seni Sevmiyorum) devamı olan
Aşk Vesaire _ Julian Barnes ve
Kurmaca Nasıl İşler _ James Wood 'u,
Engin Yayıncılık'tan çok sevdiğim ve kütüphanemde durmasını istediğim kitaplardan biri olan
Charles Dickens _ İki Şehrin Hikayesi 'ni,
Gece Kütüphanesi'ne yazdığım ilk cümlelerin konusu
Coraline'in
İthaki Yayınları'ndan çıkmış, güzel çizimlerle süslü-ciltli kitabını,
Timaş Yayınları'ndan üç kıymetli hatunun hayatını; Musa aleyhisselam'ı yetiştiren Asiye validemiz (
Nil'in Melikesi), İsa aleyhisselam'ın annesi Meryem validemiz (
Siret-i Meryem) ve Peygamber Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hatice validemizi anlatan
Çöl/Deniz isimli kitapları aldım. Hakiki güzelliklere vakıf, bu dirayetli ve mukaddes hanımların akıcı bir uslüpla yazılmış menkıbelerini okumayı hep sevmişimdir. Bu kitapları da öyle merak ediyorum.
Timaş'ın fotoğrafta Kafka'nın üzerinde görülen şekilli "İyi ki Kitaplar Var..." ayracı ve Okur Yazar dergisi,
Altın Kitaplar'ın Agatha Christie'li nefis ayraçları ve Ayrıntı Yayınları'nın John Fowles (Aşk aslında, diğer insanın içinde varolan bir şey sevmekten çok, kendi içimizde yer alan sevme kapasitedir), Tom Robbins (Mükemmel aşkı biçimlendirmek yerine, vaktimizi mükemmel aşıklar arayarak heba ettik) yazılı ayraçları akşamın diğer ganimetleri oldu.
Agatha Christie'nin harikulade kitabı Geceyarısı Cinayeti "Sonum, başlangıcımdır." cümlesiyle başlar. Az ve öz, ne kadar doğru bir ifade. Fuara gitmeden önce sonumun nasıl olacağı belliydi. Maalesef kitap konusunda iradeli olduğum durum sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Her türlü şeyin lüksünden vazgeçebilirim ama kitaba gelince iş değişiyor.
Her halukarda, ritüel bozulmadığı, bu sene de fuara gidebildiğim için mutluyum. An itibariyle, kolayca tahmin edileceği üzere kitaplarıma bakıp bakıp seviniyorum. Çok uzamayan bir süre zarfında, 66 zirvesine ulaşan listemi hafifletmek ümidiyle..