14 Nisan 2014 Pazartesi

PORSUK AĞACI CİNAYETİ _ Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: 2001
Sayfa Sayısı: 175

Kitapta; bahçesinde porsuk ağaçları olan büyük bir ev, zengin ve yaşlı baba, genç karısı, iyi-kötü oğulları, kızı, gelinleri ve bir büyükteyzeden müteşekkil tipik bir Christie ailesi var, tıpkı Firavun Ağacı veya Çarpık Evdeki Cesetler'de olduğu gibi.

Rex Fortescue, sabah çayını içtikten sonra fenalaşır ve ölür. Çayına porsuk ağacı meyvelerinden çıkarılan taxin adında garip bir zehir karıştırılmıştır ve cebinde bir avuç çavdar vardır. Baş şüpheli Rex'in karısı görülmekle beraber, genç kadın ve evdeki hizmetçi kız Gladys de kısa bir süre sonra öldürülür. Gladys, eskiden Miss Marple'ın yanında çalışmış, saf bir kızdır. Miss Marple, ölü bulunduğunda Gladys'in burnuna bir mandal takılmış olduğunu gazeteden okur ve çok öfkelenir. Gidip bu küstahlığı yapan katili yakalamaya karar verir..
Porsuk Ağacı Cinayeti, akıcı ve iyi bir polisiye roman diyebilirim. Christie sıralamamda ortalarda yer alıyor. Kitabın orijinal adını (A Pocket Full of Rye) aldığı çocuk tekerlemesine uyumu da hikayeyi bir hayli merak uyandırıcı kılıyor. Agatha teyzenin böyle oyunlarını çok seviyorum. Bu tekerleme ayrıca, Noel Kekinin Gizemi kitabında, Yirmidört Karakuş hikayesinde de geçiyor.

Bir şarkı söyle. 
Altı peni, bir cep dolusu çavdar
Böreğin içinde pişirilen yirmi dört karatavuğun şarkısını.
Börek kesildiği zaman karatavuklar ötmeye başlamış.
Tam krala göre bir yemek değil mi bu?
Kral, hazinesindeymiş. Parasını sayıyormuş.
Kraliçe odasında ekmekle bal yiyormuş.
Hizmetçi bahçede çamaşırları asıyormuş.
Bir serçe gelerek burnunu gagalayıvermiş.


'Hiçbir sorun doğru olarak bir çözüme kavuşturulmamışsa, o sorun çözümlenmiş sayılmaz. Bunu Kipling söylemiş. Son zamanlarda kimse Kipling okumuyor. Fakat büyük bir adam o.' [sf 124]
Hava kararıyordu. Miss Marple kütüphanenin penceresinin önündeki kanepeye oturmuş yün örüyordu. Yaşlı kadın Pat Fortescue'nun dışardaki terasta bir aşağı bir yukarı yürüdüğünün farkındaydı. Sonunda pencereyi açarak seslendi. 
"İçeri girin, yavrum. İçeri girin. Hava hem soğuk, hem rutubetli. Orada öyle paltosuz dolaşmayın." Pat ihtiyar kadının bu emrini yerine getirdi. İçeri girerek, iki lambayı yaktı. 
"Evet. Hava pek de hoş değil." Kanepeye Miss Marple'ın yanına oturdu. "Ne örüyorsunuz?" 
"Bir hırka, yavrum. Bir bebek için. Küçük çocukların bir sürü hırkası olması gerekir. İkinci ölçü bu, ben hırkaları daima ikinci ölçü üzerine örerim. Çünkü bebekler pek çabuk büyürler ve birinci ölçü hırkalara sığmaz olurlar." 
Pat uzun bacaklarını şömineye doğru uzattı. "Bugün burası çok hoş. Şöminede ateş... Lambalar... Siz bebek hırkası örüyorsunuz. Burasının ılık ve tatlı bir havası var. Bence İngiltere daima böyle olmalı." 
Miss Marple, "Aslında İngiltere hep böyledir, yavrum," diye cevap verdi. "Her yerde porsuk ağacı bulunmaz."  [sf 134]







10 yorum :


  1. Merhaba İltifatiniz için çok teşekkurler.Annemin tek bildigi sizin ve Deniz Ablanin yazilarini takip etmek:) Bende tatilden sonra Buyuk Dortler ve Gul ve Porsuk Agacini okuyup dunya klasikleri listeme devam edecegim.Bu arada Agatha Christie'nin bir kitabında çocuk katil oluşturabilecegi hiç aklima gelmemiş çok şaşirmiştim. Sevgiler Şehbal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli okumalar diliyorum, yorumlarınızla Gece Kütüphanesi'ndeki gezintileriniz için ayrıca teşekkürler. :)

      Sil
  2. Sondaki alintiya bayildim, bir cinayet romaninda boylesi bir sicaklik...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Agatha Christie romanlarının en sevdiğim tarafı :)

      Sil
  3. Sevdiğim romanlardan... Porsuk Ağacını çok merak etmiş internette araştırmıştım. Agatha Christie'nin en sevdiğim yanı İngiltere kırsalında anlattığı büyüklü küçüklü evler, yürüyüşler ve 5 çayları
    Romandaki tekerleme ve cinayetlerin bağlantısı da çok hoşuma gitmişti
    Yazının fotoğrafları da çok tatlı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pat diyor ya, 'Burasının ılık ve tatlı bir havası var.' O ılık ve tatlı havayı ben de çok seviyorum canım. Bir cinayet romanının insanın içini ısıtması ne tuhaf değil mi?

      Bir dönem kitapçıya uğradığımda önce Christie'leri gözden geçirir, o incecik kitaplar arasında yenisi var mı diye bakardım, Porsuk Ağacı Cinayeti'nin bu uçuk yeşil kapaklı, kocaman Agatha Christie yazılı baskısını gördüğümde ne sevinmiştim, bugün gibi hatırlıyorum. O an almamışım ama nedense. :)

      Agatha Christie'nin çeşit çeşit zehir bilgisi olması da çok hoş, bizim açımızdan :))

      Güzel yorumun için teşekkür ederim birtanem.

      Sil
  4. Şimdi kapağa dikkatli bakınca köşede porsuk ağacını fark ettim çok hoş bir detay olmuş yeni kapağa da koysalardı keşke
    Ben teşekkür ederim güzel yanıtların için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özen gösteren, ciddi editörlere ihtiyaçları var yeni basımlar için. :)

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.