14 Ağustos 2015 Cuma

HATTATLARIN GECESİ Yasmine Ghata

Yayın Evi: Dünya Yayıncılık
Basım Yılı: Şubat 2005
Sayfa Sayısı: 122

Bu kitabı okumamam gerekirdi belki. Merakım tahminime galip geldi, okudum. Geleneksel Türk Sanatları'na bazı uslûpları şekillendirecek kadar, mühim ölçüde emek vermiş bir müzehhibenin ismi kullanılmamış olsaydı, yine de güzel bir roman diyebilirdim. Romanın yazarı Rikkat Kunt'un torunu olması hasebiyle, böyle bir hakkı kendinde görmüş ancak anlatmak istediği konu tezhip sanatına değil, hat sanatına dair olunca büyükannesini hattat olarak tanıtmaktan çekinmemiş.

1928 Harf Devrimiyle, hat sanatının temeli olan Osmanlı alfabesinin yasaklanması, hattatları adeta karanlık bir geceye düşürmüş ve birçoğu yazmaktan vazgeçmiştir. Böyle bir dönemde Rikkat Kunt, hem sanata dair kaygılarıyla, hem de kişisel problemleriyle başetmek zorunda kalır. Bu zor günlerde eski hattatların ruhlarıyla yaptığı konuşmalar, onu yazması için teşvik edecek ve yolunu aydınlatacaktır..

Altı yıl kadar üzerlerinde çalışmış biri olarak, birbirini tamamlayan ancak çok farklı işleyişe sahip sanatlar olan hat ve tezhip hassasiyetimden dolayı Rikkat Kunt'un hattat olarak tasvir edilmesi beni çok rahatsız etti açıkçası.  Bunun oryantalist satış politikasına hizmet ettiğini anlamak zor değil ama yazarın röportajlarında dahi aynı hatayı tekrarlamasını üzücü buluyorum.

Bu öznel takıntıyı saymazsak, hat aletlerinin kullanımına dair sahneler, Rikkat hanım'ın atölyesi, sanata dair yazdıklarındaki düşsel kurgu çok güzeldi. Yine gerçeğe yakın çizilen hayat hikayesi de çok ilginç.

Başka bir zamanda, başka bir Rikkat olduğunu farzederek tekrar okusam iyi olur diye düşünüyorum. Buna değer.

2 yorum :

  1. Ne kadar guzel Bibliocum, ozellikle tezhib cok hayranlik duydugum bir sanat, senin ilgilendigini bilmiyordum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsi birbirinden estetik ve güzel ama benim de favorim ebru Eren'cim. Üçünü de bir süre çalışma fırsatım oldu, çok seviyorum. :)

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.