8 Eylül 2016 Perşembe

BONCUK OYUNU Hermann Hesse

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Basım Yılı: 2006
Sayfa Sayısı: 553

Hermann Hesse, külliyatında yarıyı geçtiğim, tüm kitaplarını okumak istediğim yazarlardan. Bazı kitapları derin izler bıraktı bende, bazılarını ise hiç sevemedim. Boncuk Oyunu, çizginin ortasında duran bir kitap oldu bitirdiğimde.

Baş karakteri Josef Knecht'in, gündelik sorunların aşıldığı bir çağda, ütopik Kastalya eyaletinde içsel aydınlanmaya erişmek için oynanan, bilim, sanat, kültür, matematik ve felsefe içeren soyut bir oyunun, Boncuk Oyunu'nun üstadı olması ve sonrasında yaşadığı ruhsal değişim-gelişim ve kaçışını anlatan bu hayali biyografi romanı, kitabın sonunda bulunan üç hikaye ile de destekleniyor. 

Boncuk Oyunu, yazarın son kitabı, en yetkin, ustalık eseri. Bu sebeple okuması da, anlaması da aynı ölçüde emek istiyor. Hakkında daha fazla konuşmak için, belki tüm kitaplarından sonra bir kere daha okumayı düşünüyorum ama şimdilik bu yazı burada dursun.*

Toprak ıslaktı, ama kar yoktu yerde, akarsuların kenarlarında şimdiden gür bir yeşillik göze çarpıyordu, çıplak çalılarda tomurcuklanmalar başlamıştı, açan ilk tırtılsı çiçeklerin şimdiden renkli soluyuşları duyuluyordu çevrede, hava kokularla doluydu, yaşam taşan, çelişki taşan kokular, ıslak toprak kokusu, çürümüş yaprak kokusu, körpe filizlerin kokusu; her an ilk menekşe kokuları algılanabilirdi, oysa henüz açmış bir menekşe yoktu. Derken mürver ağaçlarının bulunduğu yere vardık, dalların üzerini minicik tomurcuklar kaplamıştı, ama henüz hiçbir yerde bir yaprak seçilmiyordu. Bir dal keser kesmez acımsı-tatlı, keskin bir koku karşıdan çarptı yüzüme, sanki baharın tüm kokularını içinde toplamış, kendisinde biriktirip çoğaltmıştı. Koku beni serseme döndürdü, elimdeki bıçağı kokladım, elimi, mürver dalını kokladım; öylesine içe işleyici ve karşı durulmaz kokuyu yayan, kesilmiş dalın özsuyuydu. Arkadaşla birbirimize bundan hiç söz etmedik; ama o da düşüncelere dalmış, kendi kestiği dalı uzun uzun koklayıp duruyordu, onunla da konuşuyordu koku. Evet, her yaşantının kendine özgü bir büyüsü vardır işte; benim yaşantım da, bastıkça içe gömülen çayır kaplı toprak üzerinde yürüyüp toprağın ve tomurcukların kokusunu solurken, yaklaşan baharın bir mutluluk duygusuyla tarafımdan belirgin olarak algılanması, ardından kokunun mürver dalının fortissimo'sunda yoğunlaşıp güçlenerek duyusal bir simgeye ve bir büyüye dönüşmesiydi. Bu küçük yaşantı tek başına kalsaydı bile, sözünü ettiğim kokuyu bir daha belki hiç unutmayacaktım; hatta yaşlılık günlerime dek onunla her karşılaşmam, onu bilinçli olarak duyumsadığım ilk karşılaşmamın anısını çağrıştıracaktı. [sf 65]
 
Yürürken bir şiir dizesi eşlik etti kendisine, ansızın aklına gelmişti:
Çünkü bir büyüyü içerir her başlangıç... [sf 372] 

*Daha fazla bilgi için A. Ömer Türkeş'in Boncuk Oyunu ve Hesse üzerine 'Parçalanmış hayatlara ağıt' isimli yazısına bakabilirsiniz.

5 yorum :

  1. Merak ettim gerçekten. Ben henüz Hermann Hesse okuma fırsatı elde edemedim. Belki bu kitaptan başlayabilirim veya diğer yazılarınızla beraber bir karara varabilirim :) Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hesse okumaya başlamak için Siddartha, Knulp veya Rosshalde, daha iyi bir seçim olabilir. Boncuk Oyunu'nu yazara biraz daha aşina olduktan sonra okursanız eminim daha çok beğenirsiniz. Keyifli, verimli okumalar.

      Sil
    2. Öneriniz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Ben de yazarin butun kitaplarini okumak istiyorum Bibliocum, ama yazindan sonra Boncuk Oyunu sonlara birakacaklarimdan olacak , sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet Eren'cim okunması gereken bir kitap ama sonlara doğru. Keyifli okumalar. :)

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.