26 Temmuz 2010 Pazartesi

POİROT HAFTASI_1 "Noel'de Cinayet"

Yayınevi: Altın Kitaplar Yayınevi
Basım Yılı: 1991
Sayfa Sayısı: 176

Poirot Haftası dolayısıyla okumayı tercih ettiğim ilk Christie romanı, Noel'de Cinayet, aslında Agatha Christie'yle ciddi anlamda tanıştığım kitaplardan biriydi. Beş-buçuk yaşımdan başlayıp ondört- onbeş yaşlarına kadar süren, aynı kitapları defalarca yeniden okuduğum dönemin sonlarına doğru almış, çok sevmiş ve ezber etmiştim. Bazı kısımları cümle cümle aklımdadır hâlâ.

Başlangıçta, bir tren sahnesi ve Polis Müdürü Johnson'ın evinde geçen kısa anın dışında tek bir mekanda, ilginç karakterli, şeytani zevklere düşkün bir ihtiyar olan Simeon Lee'nin malikanesinde geçen romandan tam da bu sebeple çok hoşlandığımı anımsadım yeniden okuyunca. Agatha Teyze'miz bir aile konağı olarak betimlediği Gorston Hall'da yazdığı türe uygun olarak türlü entrika ve dolaplar çevirse de, tarif edilen oda ve düzenleriyle bu büyük, eski evde dolaşmak büyüleyici bir şeydi.

Hıristiyan geleneklerine göre huzurlu olacak, herkesin birbirine sıcak ve sevecen yaklaşacağı sanılan bir Noel bekleyişiyle başlar kitap. Ve hunharca denilebilecek bir cinayet işlenir. Modernizme ve simetriye düşkünlüğüyle bilinen dedektifimiz Hercule Poirot, görünenlerin yerine beynindeki gözleri kullanarak olayı çözer.

Kitapta çoğunluğu Simeon Lee'nin oğulları, gelinleri olmak üzere bir dolu karakter var ama içlerinde en bahsedilmeye değer bulduklarım hiç şüphesiz, emektar Uşak Tressilian, evin hanımı Lydia ve Simeon'un torunu Pilar'dır.

Aileye sadakati ve usturuplu konuşmalarıyla konağın vazgeçilmezi Tressilian'a şefkat ve anlayışla yaklaşan Poirot, cinayetin çözümündeki kilit noktalardan birini de onun üzerinden aydınlığa kavuşturuyor. Tressilian'ın cinayetin işlendiği gece sofrada servis yaparken kadınların kıyafetleriyle alakalı söyledikleriyse favori pasajlarımdan. Hayatını Lee'lere vakfetmeseymiş iyi bir moda eleştirmeni olabilirmiş :)

Lydia ise çok zarif, asil bir kadın. Yalnız hiç olmadık bir yerde Agatha Teyze'miz onun eline bir örgü tutuşturuveriyor. Genelde bir diğer Christie dedektifi, pamucuk bir yaşlı kadın olan Miss Marple ve akranlarına yakışan böyle bir hamleyi bu kitapta neden yaptığını anlamış değilim. Oysa Lydia bahçedeki yalak şeklindeki taş çiçekliklerde düzenlediği minyatür bahçelerle daha sofistike ve sanatsal bir duruş sergilemektedir kanımca. Lut Gölü, Korsika, Kutup ve en son olarak da Cennet'i tasvir eder bu bahçelerde. Minyatür Cennet'inden bahsederken söylediklerine ayrıca kulak vermek gerek, bu cümlelerinde kendine yakışır zariflikte bir ima gizli.

Pilar'a gelince Christie'nin her dokunduğunda zevkle tasvir ettiği dramatik bir İspanyol güzeli kendisi. Onun için yazar tarafından bir nevi koruma altındadır da diyebiliriz. Kitabın sonunda bu daha net bir şekilde anlaşılıyor.

Noel'de Cinayet bilhassa kişilerin psikolojileri açısından çok ilginç bir kitap. Zaten kanımca Agatha Christie polisiyelerinin en iyi taraflarından biri bu. Vahşetten uzak, insani bir atmosfer, içinde barındırdığı artistik ve edebi unsurlar. Bu sebeple polisiye değil Agatha Christie okuyorum. Tavsiye ederim. :)



(romankarakteri , thalassapolis ve birazşöylebirazböyle arkadaşlarımıza, Gece Kütüphanesi'ni nezaketle dahil ettikleri Poirot Haftası için teşekkür ediyorum. )

10 yorum :

  1. Çok güzel bir haftaydı bende hepinize teşekkür ederim. Çok güzel bir yorum yapmışsın "polisiye okumuyorum Agatha Christie okuyorum" kesinlikle katılıyorum Christie polisiyenin çok ötesinde bir yerde katılımın çok güzeldi Biblio sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Konukseverliğiniz için çok teşekkür ederim. Çok hoş bir hafta oldu benim için de.

    YanıtlaSil
  3. Hayatımın vazgeçilmezleri Agatha Christie..Bu haftaya katılmak isterdim ama olmadı.Kitabı çok güzel özetlemişsin bibliocum.Ve son cümlene bayıldım "Polisiye okumuyorum Agatha Christie okuyorum" evet ayrı bir kulvarda olmalı bu yazar çünkü hiç bir kitabında vahşet kan yoktur hatta espiri bile vardır.Miss Marplenin insanlara yaklaşımı zamane gençlerine laf söylemeleri(Acaba şimdiki zamaneleri görse nederdi demeden edemiyorum).Hercule Poirotun herkesden yakışıklı görmesi kendini pos bıyıklarından vazgeçmemesi.Herşeyi ile farklı bulmaca çözmek gibi okumak agatha christieyi her adımda farklı karekteri suçlarken hiç aklına gelmeyen karekterin suçlu olması herzaman bana büyük zevk veriyor hatta kendi dikkatsizliğime kızarak bittiriyorum kitabı.Neyse bu kadar agathadan bahsetmek yeter çenem açıldımı ondan bahsetmeden duramıyorum :))) Tebrik ederim terkrarden başarılı bir haftayı iki kitapla bittirmişsin :))

    YanıtlaSil
  4. Christie romanlarında bazen katile yaklaştığım olmuştur ama daha olağandışı biridir kesin diye vazgeçmişimdir ve sonuç hep sürpriz olmuştur bana. Poirot'dan yahut Jane Marple'dan dinlemek daha hoş sonucu.

    Aslında söz verdiğim gibi üç kitap okudum ama Beş Küçük Domuz'un yazısı henüz bitmediği için yayınlanmadı. Çok verimli oldu hafta bu açıdan.

    Hoş ve bilgilendirici yorumun için çok teşekkürler böcüğüm.

    YanıtlaSil
  5. Yazarın okuduğum tek kitabı. Tesadüf eseri aldım elime. Sürükleyici idi tabi ki hemen bitti ama çok daha iyilrrini okuduğumuzdan mıdır nedir biraz basit geldi.

    YanıtlaSil
  6. Agatha Christie'nin çeşitli düzeylerde romanları vardır ama basit tabirini hakettiğine inanmıyorum bu kitabın. En iyilerden değildir ama gayet başarılıdır yine de. Çok daha iyileri dediklerinizden örnek verirseniz sevinirim. Yorumunuz ve sayfama ilginiz için teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  7. Agatha teyzenin yaklaşık 20 kitabını okumuşumdur en beyendiklerim
    1: On küçük zenci
    2: Üçüncü kız
    3: Nilde ölüm
    4: Doğu ekspresinde cinayet
    5: Üç yanlış 3 ceset
    (ayrım yapmak çok zor)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler fakat en azından bir rümuz bıraksaydınız ne iyi olurdu. Adsız diye spama gidiyordu neredeyse.

      Sil
  8. Çok güzel bir yazı olmuş. Ben de son yıllarda aşırı derecede Agatha Chiristie okuyorum. Ve sana katılıyorum yazarın kitapları vahşet içerikli ya da mide bulandırıcı sahneler ağırlıklı olmuyor. Ve bu kitapta çok güzel ve benim favorim kesinlikle Polar"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Agatha Christie okumak bir tutku gibi. İyi ki bu kadar çok yazmış diyoruz.

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.