Yalnızca ismi çok etkileyici olduğu için izlediğim bir filmdi. "Uzun zaman hapis yatmış bir kadının dışarı çıktıktan sonra kızkardeşinin yanına gidişi ve hayata tutunma çabaları" diyerek özetleyebileceğimiz filmde yerine hiç oturmayan çok nokta vardı (kadının işlediği suç, nedeni, bu nedeni kimseye açıklamaması v.b.) İnanılmaz derecede iç sıkıcıydı. Durağan filmlerle hiçbir alıp veremediğim olmamıştır şimdiye kadar ama bu defa filmi hayli manasız ve hissiz buldum açıkçası.
"Seni O Kadar Çok Sevdim Ki" nin aklımda kalan tek güzel yanı, evdeki kütüphanede oturup bütün gün kitap okuyan ve hiç konuşmayan yaşlı adamdı ancak o da çok kısa sürelerde görünüp kaybolduğu için filmi izlemeye değecek bir unsur değildi maalesef :) Vakit kaybetmemenizi tavsiye ediyorum.
Filmi adından dolayı indirmeyi düşünmüştüm ben de sizin gibi. Fakat Fransız yapımı olduğunu görünce caydım. Fransız sinemasıyla aram yok hiç :)
YanıtlaSilÇok güzel Fransız filmleri vardır, Ma Vie en Lair, La Fille Sur Le Pond, Jeux Denfants gibi ama bu manasız bir filmdi. Bahsettiğim filmlerin incelemelerini Gece Kütüphanesi'nde bulabilirsiniz. Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilBen bu filmi yolda izlemiştim ve uzun yol rehaveti ile hiç de fena değildi bence:) ruh haline göre değişiyor işte..
YanıtlaSilNerede, nasıl, kiminle izlenildiği çok farkedebiliyor, katılıyorum. Ancak bu film hakkındaki düşüncem her halukarda aynı. Yorumunuz için teşekkür ederim.
YanıtlaSil