Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 92
Kitap ilginç ama Şule Gürbüz'ün röportajlarında betimlediği 'saray saatçisi kadın' çok daha enteresan. Kambur'u 18 yaşındayken yazmış. Bir ilk metin olarak gerçekten iyi olduğunu söyleyebilirim. Baş karakter (Kambur) dahilinde, içinde bir olay akışından ziyade düşünceler var. Diğer kitaplarını da okumak istiyorum.
Hala isteyebildiğim bir şeylerin bulunması,içimde böyle şeyler saklayabilmem hoşuma gidiyordu. [sf 13]
Sanırım yaşayabilmenin bir yolu da, kötü alışkanlık denilip yaka silkilen şeylerden kendinize uygun olan birine saplanmak, bir şeyin tiryakisi olmaktır. Yaşamınızı kolaylaştırdığı gibi ölümünüzü de yakınlaştırır. Başkalarını da alıştırabilme gibi bir eğlencesi; alışmamakta direneni, dolaylı yoldan zehirlemenin oyalamasıdır. [sf 25]
Aslında şunu söylemem gerekiyor: hani bazı filmlerde kadın oyuncu beyaz, ipek bir sabahlık giyer ve erkek yaklaşınca, o sabahlık görevini tamamlayıp usulca yere düşer ya- işte, ben o kadın değil; o sabahlık olmak istiyorum. [sf 91]
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.