Yayın Evi: Şule Yayınları
Basım Yılı: Ekim 2013
Sayfa Sayısı: 143
Varlıklı bir ailenin oğlu, toy bir genç olan Ali Bey, Çamlıca korusunda gezerken eğlence olsun diye bir arabaya işaret eder. Arabada, sefahat alemlerinde dillere düşmüş genç ve güzel Mahpeyker vardır. Maypeyker, şöhretinden bîhaber ama güzelliğine hayran olan bu genci türlü oyunlarla kendine bağlar ve bir süre mutluluk içinde yaşarlar. Ali Bey'in tesadüf sonucu, sevdiği kadının gerçek hayatını öğrenmesi, felaketlerle dolu bir sonun başlangıcı olacaktır..
Fransız Edebiyâtının romantik yazarlarına hayranlık duyan Nâmık Kemâl'in, kendi romanlarında da benzeri bir atmosfer kurmaya gayret göstermiş olduğu bilhassa bu kitaptan anlaşılıyor diyebilirim. İntibâh, ilk edebi romanımız olarak deneysel bir anlam taşıyor, bunu göz önüne alarak değerlendirmek gerek ama bu, karakterlerin alabildiğine saf veya akıl almayacak kadar kötü olabildiği gerçeğini değiştirmiyor. Bu keskin hatlar, her ne kadar roman boyunca kişiler psikolojik değişimler geçirerek farklı ruh hallerine bürünebilseler de göze batıyor, hatta 'Bu kadar da olmaz!' dedirtiyor.
Romanı okuduğum sıralarda, bir yerde, Nâmık Kemâl'in Divân Edebiyatı'na karşı duruşundan bahseden bir yazı gördüm. Birkaçı hariç tüm şiirlerini aruz vezniyle yazan bir adam, klasik edebiyata ne kadar karşı olabilir, orası biraz ihtilaflı ama İntibâh üzerinden konuşursak, gayet ağdalı cümleler, tumturaklı kelimeler kullandığını söyleyebilirim. Biraz kökenbilimden anlayan birinin dahi, bugün manasını çıkarmakta zorlanacağı bir dili var. Yine de İntibâhı günümüz Türkçesi'ne uyarlanmamış haliyle okuduğum için memnunum, eski ama derin manalar taşıyan kelimelerimizi seviyorum.
Şule Yayınları'ndan çıkan kitabın sonunda güzelce bir sözlük de bulunuyor. Nasıl bir heyecanla başladıysam, bitirdiğimde farkettim böyle bir ek olduğunu, okurken defalarca kelime aradığıma biraz hayıflandım.
Kısa söylemek gerekirse; romanın trajedi dozu biraz abartılmış olduğu için arada fenalıklar geçirtse de, iyi bir okuma serüveniydi.
Merhaba
YanıtlaSilİntibah benim için adeta Namık Kemal okumamaya yemin ettiğim bir kitap olmuştu :)
Ali Bey in aşrılıkları beni çok sıkmıştı.Edebiyat dersindede işlediğimiz gibi Tanzimant Dönemi romanlarının teknik bakımdan kusurlu olmasını,bu kitabi okuduktan sonra tamamen onaylamıştım.
Kütüphanenizdeki Sylvia Plath da dikkatimden kaçmadı.Sırça Fanus ile ilgili yazinizi bulamadım kitap ile ilgili yorumlarinizi merak ettim.
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun.
Şehbal.
Türk Edebiyatı'na dair okumalara başlangıç için gayet caydırıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum, haklısın.
SilGece Kütüphanesi'nde Slyvia Plath'ın Güncesi'ne dair bir yazı var. Bu fotoğrafta görülen okunacaklar kitaplığı, yani kütüphanenin (blogun) Sandık Odası'nda bulunan kitaplar olduğu için henüz okuyup yorumlama fırsatım olmadı.
Tebriğin için çok teşekkür ederim, bayramımız mûbarek olsun. ♥
Yıllar önce evde bulmuştum ama aradan bir kaç sayfayı karıştırınca hemen bulduğum rafa geri koymustum, valla tebrikler:)
YanıtlaSilEdebiyattan nefret etmek için ideal bir kitap :))
Sil