15 Mayıs 2012 Salı

ÖLÜM DALGALARI_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Kasım 2011
Sayfa Sayısı: 280

Şeytan Dönemeci, Poirot Söylerse, Şantaj ve nihayet Ölüm Dalgaları.. Anlayacağınız bu biçare Christie kitabı Türkçeleşirken başına gelmedik isim kalmamış. Şeytan Dönemeci kitaba en uygun ve en güzel olanı. Zira hikayenin başlangıcında yaşanan olay, roman karakterleri için bir nev'i imtihan niteliğinde. Ve bu duruma dair Poirot'nun fevkalade güzel sözleri var kitapta:

“Her insanın hayatında bir dönemeç vardır. Doğru yola saparsan servete erişirsin… Ama bazen insan yanlış yola da sapar."

'Taken at the Flood' kelimeleriyle kitaba orijinal ismini veren bu sözler esasen William Shakespeare'ın Julius Caesar oyununda, Brutus'ün bir repliğinden alıntı:

"There is a tide in the affairs of men, which taken at the flood leads on to fortune..." 
(Her insanın hayatında bir med-cezir zamanı vardır, hangi sele kapıldığı onun kaderini belirler.)

Yaşlı ve zengin bir adam, Gordon Cloade, bir gemi seyahati sırasında tanıştığı genç ve güzel dul Rosaleen'le evlenir. Kısa bir süre New York'ta yaşadıktan sonra İngiltere'ye dönerler. Savaş dönemidir ve gökten bombalar yağan Londra'da, Gordon'un evi de nasibini alır. Üzerlerine çöken enkazdan Rosaleen ve ağabeyi David sağ olarak kurtulur. Gordon Cloade ve evdeki hizmetçiler ölür. 

Gordon'un beklenmedik evliliğinin ardından gelen bu ani ölümüyle, yaşlı adamın kendilerine sağladığı maddi desteği bir anda kaybeden bir düzine akrabası vardır; Cloade'ler.. Mirasın sahibi olan Rosaleen, Gordon'un para sıkıntısı çeken ve ondan yardım bekleyen yakınlarıyla karşı karşıya kalır. Ağabeyi David, Rosaleen'i onlara karşı korur ve para vermesine engel olur. Bu esnada genç kadının öldüğüne inanılan eski kocasının hâlen hayatta olabileceğine dair söylentiler çıkmaya başlar. Eğer Robert Underhay sağ ise, Rosaleen'in Gordon'la yaptığı evlilik de geçersiz sayılacak, miras aileye geri dönecektir..

Şeytan Dönemeci, yine uzun zaman önce okuyup çok sevdiğim, bende farklı bir hatırası olan bir kitaptı.  Moralimin çok bozuk olduğu dönemlerde bazı bölümlerini açıp tekrar tekrar okumuşluğum vardır. Kendine dair gerçekleri yüzleşerek farketme açısından kitabın enteresan bir huzur verdiğini söyleyebilirim.

Trenin dumanıyla gökyüzüne soru işaretleri çizerek vadiden geçmesi*, Rowley'in çiftliğindeki danalar, Mavi Küçük Çocuk v.b.. Kitabın böyle güzel ve anlamlı ayrıntılarının haricinde Christie'nin İngiliz kırlarını resmetmesine de meftunum.

Koltuktaki Ölü'nün Elinor'u ve Nil Nehrinde Cinayet'in Jacqueline'i gibi yine bu romanda Agatha Christie kitapları içindeki, en sevdiğim kadın karakterlerden biri de hayat buluyor ; Lynn Marchmont.. Gordon Cloade'nin tek kızkardeşi Adele'nin kızı Lynn, elimdeki Şeytan Dönemeci'nde sadece çalışmak için evden birkaç seneliğine uzaklaşmıştı diye hatırlıyorum. Ölüm Dalgaları isimli yeni, tam basımda ise Christie'nin yazdığı gibi gönüllü olarak orduya katılmış ve görevini tamamlayıp dönmüş. Bu manada eski basımların çevirmeni Gönül Suveren'in okuyucuya tanıttığı Lynn'le, Christie'nin çizdiği karakterin cesaretinin kanıtlandığı nokta biraz değişmiş. Her halukarda, roman boyunca seyreden ruh halleriyle ondaki med-cezire şahit olmak, kitabı bir kat daha çekici kılıyor.

Sevgili Poirot'muza gelince Deniz'in de dediği gibi çok aktif değil, hatta ilk yarıdan sonra ortaya çıkıyor. Şeytan Dönemeci tam bir Hercule Poirot kitabı gibi görünmese de, Belçikalı her zamanki kendini beğenmişliği, eşsiz idrak kapasitesi ve şefkatiyle romanı güzelleştiriyor. 

 “Karakter olduğu yerde durmaz, mon cher. Güçlenir ya da zayıflar. Bir insanın gerçek karakteri, kişiliği önemli bir deneme sonunda ortaya çıkar. Bu insan ya o zaman iki ayağının üzerinde durur, ya da yere yıkılır.”

*Bu tema Ölümün Tam Zamanı isimli harikulade öykü kitabındaki Mr. Quin hikayelerinden birinde, Gökyüzündeki İşaret ismiyle bir defa daha kullanılıyor. 

2 yorum :

  1. Çok güzel bir yazı beklemeye değmiş. Bahsettiğin soru işaretlerini ben de çok sevmiştim. Ayrıca Rosaleen ile Rowley'nin yaşadıkları o gün de gerçekten çok hoş idi.

    Ellerine sağlık bir A.C den bir de senin yazılarından bıkmayacağım

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası Lynn'in kitabın sonundaki seçimi pek inandırıcı gelmiyor bana. Rowley ile Rosaleen daha iyi anlaşıyorlardı :)

      Güzel yorumun beni çok mutlu etti canım, çok teşekkürler <3

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.