Ayı Yogi filmi üzerine yazmaya "eski dostumuz Yogi" mealinde kelimelerle başlamak isterdim ama daha önce Yogi'nin çizgi filmini hiç izlememiş biri olarak böyle söyleyemem. Çizgi film izlemeyi çok sevmeme rağmen, bu filmi izleyene kadar Ayı Yogi ve sevgili arkadaşı Bobo'yu şeklen ve gıyaben, biraz da oynadığım sepet yakalama oyunundan tanıyordum dersem yerinde olur.
100 yıllık bir geçmişe sahip, tarihi Jellystone doğa parkında, duvarına "İnim İnim Güzel İnim" levhasını çakarak, içerisinde türlü konforu sağladığı yuvasında arkadaşı Bobo ve onun minik kaplumbağasıyla birlikte yaşayan akıllı ayımız Yogi, tüm enerjisini parka pikniğe gelen insanların yemek sepetlerini aşırmak için harcamaktadır. Zira orman içinde vahşi hayvanlar gibi avlanmak ona göre değilken meyveli pasta ve söğüş et gibi işlemden geçirilmiş yiyeceklere bayılmaktadır. Sepetleri uzaktan kumandalı yöntemlerle elde etmek için çeşitli düzenekler kurması, park korucusu Bay Smith'i zor durumda bırakırken Jellystone Parkı için hain planları olan bir vali sahneye çıkar. Park tarım alanı yapılarak gelir elde etmek için yokedilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Korucu Smith, Ayı Yogi ve Bobo parkı kurtarmak için planlar yaparken, bir belgesel çekimi için Jellystone'a gelmiş olan Rachel isimli genç bir kadın onlara yardım edecektir..