Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Ağustos 2010
Sayfa Sayısı: 240
Cinayet İlanı, arada kaynamış bir kitap mıydı benim için, yoksa daha önce yeni basımı yokken kütüphanede bulduğumda çok heyecanlanıp bir lokmada mı yutmuştum tam bilmiyorum ama bu defa okuduğumda çok beğendim. Bu beğeninin kaynağında üstüste okuduğum Miss Marple kitaplarından dolayı kadıncağızın tavırlarına aşina oluşumun etkisi de olabilir biraz.
Masum bakışlı mavi gözleri, pamuk gibi yumuşacık beyaz saçlarıyla bizim "ihtiyarcık" bu defa, daha sonra Miss Marple'ın Son Maceraları kitabındaki ilk hikaye olan Tapınak'ta da karşımıza çıkacak olan eski bir dostunun kızı, rahibin karısı Bayan Harmon'u ziyarete gidiyor.
Chipping Cleghorn adındaki bu sakin köyün yerel gazetesinde birkaç gün evvel bir ilan çıkmış, köyün sakinlerinden Miss Blacklock'un evi Little Paddocks'ta, Cuma günü saat 18:30'da bir cinayet işleneceği duyurulmuştur. Komşular meraklanarak söz konusu eve gider ve denilen saatte gerçekten biri öldürülür. Olayı çözmekle görevlendirilen Müfettiş Craddock'un isim babası, eski polis şeflerinden Sir Henry Clithering sevgili dostu Miss Marple'ın onlara yardım edebileceğini düşünür. Genç Müfettiş Craddock ve Miss Marple güçlerini birleştirirler ve arkası çorap söküğü gibi gelir..
Miss Marple, doğal olarak bol bol konuşup örgü örüyor bu kitapta da. Şöminenin önünden kalktığı zamanlarda ise köyde dolaşıp sürekli birilerinde çay içiyor. Fakat hakkını yemeyelim, bu defa sesini değiştirmek ve süpürge dolabından fırlayıvermek gibi farklı enerjik atılımlarını da görüyoruz :) Onun bu halleri ve manevi kızı "Bunch"un (Bayan Harmon) müfettiş geldiğinde yerlerde emekleyerek gezinmesi çok komikti. Kadının makul bir açıklaması da vardı tabii.
Yaşlı teyzeciğimizi tanıyanlar bilir; O, dünyanın gerçekten de kötülük dolu bir yer olduğunu düşünür, insanların birbirine benzediğini, aslında her zaman kendilerinden beklenen şekilde davrandıklarını ifade eder. Yeni karşılaştığı herkesin, oturduğu köy olan St. Mary Mead'de bir muadili mutlaka vardır. Psikolojiyi böylece insanları birbirlerine benzeterek çözer Miss Marple. Cinayet İlanı'nda bu benzetmelerden bizi mahrum bırakmıyor.
Agatha Christie'nin bu taşra polisiyesinde bir de "tatlı ölüm" motifi var ki çok hoş. Kitabın "İlk defa evlerinde 'tatlı ölümü' yediğim dostlarıma" diyerek ithaf etmesinin ardından konu ilerledikçe bunun ne anlama geldiğini eğlenceli esprilerle öğreniyoruz.
Kitapta ayrıca Miss Blacklock'un yiğeni Julia'nın tespitleri ve net tavrı hoşuma gitti. Cinayet ilanını görüp heyecanlanan konuklar eve geldiklerinde, neredeyse tamamının aynı klişe sözlerle neden geldiklerini örtbas etmeye çalışırken, Bunch'un top güllesi gibi içeri dalarak "Çok geç kalmadım ya? Cinayet ne zaman olacak?" diye sormasının çok şirin olduğunu söylüyordu mesela.
Bütün iyi yönlerine rağmen maalesef kitabın sonunda açıklamayan birkaç nokta da var. Yine çeviri hatası olmadığını umuyorum. Kitabın başındaki sorulara ek olarak;
Julia tavanarasında ne yapıyordu?
Miss Marple sarı saçlarının başının üzerinde toplamış genç kadının resmini hangi albümde ne zaman görmüştü?
Bilemiyoruz.
Miss Marple da gerçekten şahsına münhasır bir karakter. Agatha Christie'nin yaratığı karakterleri seviyorum. Miss Marple 'a mesefeli duruyordum ancak hem senin yazıların hem de Ölüm Çığlığı ile kalbimi kazandı. Diğer Miss Marple kitaplarını heyecanla bekliyorum. Sevimli karakter diyince aklıma ilk gelenler Poirot'nun uşağı George, Frankie ve Lord Caterdam. Onları da seviyorum.
YanıtlaSilEllerine sağlık tekrar canım Sevgiler...
Ben de kitaplarına yoğunlaşınca daha bir sevdim Miss Marple'ı, tanıdıkça gibi :)) Son bir Marple'ım var 16:50 treni. Oyunu da çok güzeldi o kitabın. Miss Marple'ın evi felan da vardı.
YanıtlaSil