Yayın Evi: Metis Yayınları
Basım Yılı: Kasım 2012
Sayfa Sayısı: 73
İsminin hikayesini anlattığında, Didem Madak'ın o şiirine ve adını verdiği ikinci kitabına meraklanmıştım. 'Seni âh sesine getiren nasıl bir yolculuktu?' diye sorulmasına cevaben, Virginia Woolf'un Orlando'sundan bahsediyordu o röportajda:
'Orlando yıllarca göğsünde taşıdığı ve bir meşe ağacından esinlenerek
yazdığı şiiriyle ünlü olur ve bir ödül kazanır. O zaman kitabını
kendisine esin veren meşe ağacının altına gömmeye karar verir. Ve
simgesel cenaze töreninde şöyle bir konuşma yapmayı planlar: ‘Bunu bir
armağan olarak görüyorum diyecektir, toprağın bana verdiklerinin toprağa
geri dönmesi olarak.’ Galiba ben de bütün birikmiş ahlarımı,
söylediklerimi ve söyleyemediklerimi ‘Âh’lar Ağacı’nın altına gömdüm.'
Bu kitabın, ilkine göre daha yetkin olduğunu söyleyebilirim. Yine aynı kadın-çocuk dilinden şiirler, daha zengin, daha düzenli bir uslûpla derinleşiyor.
'Bazen sevinince annem gibi
Rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına.'
Âhlar Ağacı'ndan.
'Kim bir şairi kırsa
Şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
Bilirim kim dokunsa şiire
Eline bir kıymık saplanacak
Bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
Yorgunum oysa
Durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan.'
'Gece açılıp gündüz kapanan bir parantezdim,
Sözler vardı içimde işe yaramayan
Sözlerle konuştum karanlıkla...
Önce söz yoktu kalbimin en doğusunda'
Kalbimin En Doğusunda'dan.
'Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir kimi zaman.'
Polyanna'ya Son Mektup'tan.
Didem Madak Tüm Kitapları:
Grapon Kağıtları
Âhlar Ağacı
Pulbiber Mahallesi
Grapon Kâğıtları'nı okumuştum. Şiirle pek içli dışlı değilim ama güzeldi, sevmiştim.
YanıtlaSilDidem Madak konuşur gibi şiirler yazmış, iyi anlamda tabii.
Sil