Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı:272
Duygu sömürüsü yapmadan, insanın içine taş gibi oturan bir kitap, Beni Asla Bırakma. Kazuo Ishıguro'nun Uzak Tepeler'ini okuduktan sonra diğer kitaplarına da heveslenmiş, özellikle ismini çok duyduğum bu kitabını almıştım.
Hailsham yatılı okulunda, haftasonları dahil hiçbir zaman evlerine gitmeyen, kaliteli bir eğitim almalarına karşın gelecek planları belli belirsiz konuşulan öğrenciler yaşamaktadır. Sanat üzerine çalışmaları için teşvik edilen bu çocuklar içinde Kathy, Ruth ve Tommy de vardır. Kathy, okuldan ayrılıp hastabakıcı olarak çalışmaya başladıktan sonra o günleri anımsayarak, okulda olup biten tuhaf durumlara aslında farklı manalar verebileceğini anlar. Fakat daha önce gerçeği tam olarak öğrenmiş olsa dahi, hayatının akışını değiştirebilecek midir?
Kitabın ilk bölümlerini okurken, herşey o kadar esrarengiz görünüyordu ki, neredeyse hiçbir mana vermek mümkün değildi. Bu karanlıktan çok sıkıldığım için Hailsham'ın nasıl bir okul olduğunu öğrenmek istedim. Konu anlaşıldıktan sonra kitap güzelleşti, taşları yerine oturdu. O hüzünlü hikaye gitgide daha çok etkilemeye başladı beni. Son sayfayı okuyup bitirdiğimde, çok tuhaf hissettim. Özellikle Tommy'nin yaşadıkları içimi fena halde burktu, zaten Kingsfield'de kaldığı oda, orada Kathy'le birlikte geçirdikleri günler kitabı okurken gözümün önünde belirmişti adeta. Bittikten sonra da o görüntüler kolay silinmedi.
Bir de yine kitabın sonlarında Tommy'nin bir isteği var ki, Kathy de buna razı oluyor. Orada ben olsaydım ne yapardım diye düşünmekten kendimi alamadım. Gerçi bunun cevabını biliyorum, yaptıkları şey anlamsız, o şekilde davranmak daha çok kendini düşünmek gibi. Tabii, böyle durumların bir çeşit açıklaması veya çözümü de yok, her ilişki için farklı seçimler olabilir.
Beni Asla Bırakma, bir sis gibi yavaş yavaş dağılıp etrafınızı saran melankolisiyle, sarsıcı ve güzel bir roman. Filmini de yakın zamanda izlemeyi düşünüyorum.
Eve dönüş yolunda Ruth'un neler hissettiğini bilmiyorum, ama ben, bütün o güçlü duygular yerine oturduğunda, gece olmaya başlayıp yoldaki bütün lambalar yandığında, kendimi fena hissetmiyordum. Sanki uzun zamandır sırtımda taşıdığım bir yükten kurtulmuştum., herşey düzelmemişti ama daha iyi bir yere açılan bir kapı aralanmıştı. Kendimi çok iyi hissediyordum demiyorum. Üçümüz arasında geçen herşey çok hassas geliyordu bana, oldukça gergindim, ama bu bütünüyle kötü bir gerginlik değildi. [sf 222]
Filmi güzeldi ama beni çok da etkilememişti, kitaplar her zaman daha etkileyici oluyor. Peki hangisini daha çok beğendim Uzak Tepeler'i mi yoksa Beni Asla Bırakma'yı mı?:)
YanıtlaSilFilmine biraz baktım, hayalimdeki karakterlerin görüntüsüne uyuyorlardı sanki.
SilKitaplara gelince Uzak Tepeler bir parça daha önde benim için, senin favorin hangisi?
Ben iki kitabı da okumadım henüz:)
YanıtlaSilAaa, aklımda Uzak Tepeler'i okumuşsun gibi kalmış, yorumunla sanki bunu da okumuşsun gibi geldi, sanırım okusan seveceğini düşündüğüm için böyle hissettim :) Keyifli okumalar diliyorum o halde.
Silharika o zaman, okumak için sabırsızlanıyorum, sana da keyifli okumalar:)
SilTeşekkür ederim ♥
SilUzun zamandır elimde bu kitap. Bir türlü başlayamıyorum. Her kitabın vakti var derler ya. Benim için bu kitabın vakti hiç gelmeyecek sanırım.
YanıtlaSilEllerine sağlık.
Muhakkak bir vakti vardır. Dili değil ama konusu itibariyle ağır bir kitap olduğu için, sanırım yüreğin daha hafif olduğu zamanlarda okumalı. Teşekkür ederim.
Sil