Yayın Evi: İnkılap Kitabevi
Basım Yılı: 2016
Sayfa Sayısı: 159
Daha önce neden okumamışım diye hayıflandım çünkü Acımak, Çalıkuşu'ndan sonra, okuduğum Reşat Nuri romanları içinde en iyisiydi.
Kitabın, dürüst, çalışkan ve yardımsever bir taşra öğretmeni olan Zehra'nın, varolduğunu kabul etmek istemediği babası Mürşit Bey'in ölümünün ardından, onun hatıra defterini okumasından müteşekkil bir akışı var.
Hayatta karşılığının olmasını düşünmek, bir hayalperestlikmiş gibi algılanabilecek karakterleriyle, tam bir roman düzeni içerisinde önce Zehra'yı tanıyıp, Mürşit Bey'i onun gözünden gördüğümüz, ardından babasının hikayesini okuyarak farklı bir perspektif kazandığımız Acımak, tam kıvamında yazılmış. Ne uzun, ağdalı cümleler var, ne konuyu gereksiz uzatmalar.
Zweig aynı başlıkla yazdığı romanında, her ne kadar 'Merhametten maraz doğar.' diyorsa, Reşat Nuri tam aksine bu duyguya değer vererek, gayet insani bir tasvir yapıyor. Sefil, rezil görünen insanlar üzerinden çevre etkenlerin ne derecede önemli olabileceğinden bahsettiği bir konuşma var romanın bir yerinde, kitap bittiğinde yazarın bakış açısının da buna yakın olduğu hissediliyor. Ayrıca görünmeyenin arkasında gizli olan, işin gerçeği çok farklı olabilir, diyor ki aynı fikirdeyim.
Romanı okumadan bu yazıya rastgelebilecek kişiler için çok ayrıntıya girmemeye çalışıyorum ama Acımak'tan çıkarılacak hayli tecrübe ve hayat dersi var. Yazarın gözlem ve tasvir yeteneğinin zirvede olduğu bir roman diyebilirim.
Bir insanın yavaş yavaş, hatta o farketmeden erimesine sebep olmak, farkına vardığında artık eli kolu bağlanmış gibi, beyni durmuş gibi aksine hareket edememesi, ne dehşetli bir durum.
Romanı okuduğunda, yazılanların çok abartılı, romantik bir düşüncenin ürünü olduğuna inananlar varsa, çok mu şanslılar veya alabildiğine körler mi onu da bilemiyorum.
Nihayetinde, ağır ve sancılı bir Reşat Nuri kitabı, bir o kadar da derin ve incelikli, favorim.
'Acımak... Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla
ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl
çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de
bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi,
insanlığımızın derecesini öğretir... Fikrimce yalnız doğruluk hastalığı,
bir hak ve hakikat meselesi etrafında toplanmak kabiliyeti, bir cemiyeti
mesut etmeğe kafi gelemez... Bunun için acımak, birbirimizin feryadını
iniltisini duyabilmek de lâzım!...' [sf 14]
Muallimin canlı bir lisanı, boya gibi çizgi gibi sarih kelimeleri vardı. Mebus boş sınıfta
boş sıraların üstünde renk renk, çeşit çeşit çehrelerin belirdiğini, her birinin kendine ait
hususiyetleriyle sevindiğini, düşündüğünü, ağladığını görüyordu. O söyledikçe sınıf
yavaş yavaş hayalî çocuk alayıyla doluyordu. [sf 21]
Tren karanlık bir ovadan geçiyordu. Akşamüstünden beri mütemadiyen esen rüzgârın çıkardığı
seslerle nihayetsiz bir deniz hissi veren bir ova...
Sade ufukta az yıldızlı bir göğün eteğinde uzak sıra dağların heyulası seçiliyordu. Işıkları
sönmemiş bir iki pencereden dökülen tozlu hafif aydınlığın erişebildiği yerlerde boş tarlalar, cılız, kuru ağaç iskeletleri, taş yığınları parlayıp sönüyordu. [sf 37]
Resat Nuri'yi cok seviyorum, bu kitabini okumadim ama yorumundan sonra listeme ekledim:) son sahaf alisverisimde Damga'yi almistim, onu merak ediyorum:)
YanıtlaSilokumadıklarımın hepsini merak ediyorum ben de, Damga dahil :)
SilBen de çok seviyorum Reşat Nuri Güntekin'i :). Sıraya koyamam ama Akşam Güneşi, Dudaktan Kalbe ve Çalıkuşu en sevdiklerim arasında biraz daha öndeler, hemen arkalarından da Acımak geliyor :).
YanıtlaSilevet hepsi çok etkileyici romanlar. Reşat Nuri'nin yazdıklarında; Çalıkuşu, Acımak, Akşam Güneşi, Anadolu Notları, Dudaktan Kalbe, Bir Kadın Düşmanı, Kızılcık Dalları diye gidiyor benim sıram :)
SilReşat Nuri'nin yalnızca Çalıkuşu'nu okudum. Aşk ve Gurur'dan sonra en sevdiğim aşk romanı Çalıkuşu galiba. Gerçi yalnızca "aşk romanı" diye kestirip atmak da doğru olur mu bilmiyorum. Nedense öteki kitaplarına hiç sıra gelmedi. Bunu ekledim listeme, en kısa sürede okuyacağım.
YanıtlaSilÇalıkuşu haricinde bir Reşat Nuri romanını bu kadar beğenebileceğimi hiç düşünmüyordum, hepsi onun yanında sönük kalıyordu. Ama Acımak, kesinlikle çok iyi. Keyifli okumalar.
Sil