Basım Yılı: 2016
Sayfa Sayısı: 226
İlk defa Jacob'un Odası'nı okurken karşılaştığım bir yazardı Fitzgerald, Woolf'un sevdiği birçok başka romancı ile beraber Jacob'un favorileriydiler. Ve elbette Muhteşem Gatsby'e, yazarın bu en bilinen kitabına, 'mutlaka okunması gereken' ilan etmekten yorulmadıkları romana vakıf olmalıydım.
Baş karakter Jay Gatsby, New York, Long Island'daki görkemli evinde sürekli partiler veren, genç, yalnız ve zengin bir adam, malikanenin yakınındaki küçük evi kiralayan Nick Carraway ise Gatsby'nin gençlik aşkı Daisy'nin kuzenidir. Daisy, Gatsby'nin beş parasız olduğu yıllarda ortadan kaybolduğu bir sırada, zengin bir adam olan Tom'la evlenmiş, bir çocuğu olmuştur. Gatsby, Nick'le tanıştıktan sonra onun yardımıyla Daisy'e yeniden ulaşmaya çalışır v.b.
Kitabın İletişim Yayınları'ndan çıkan bu baskısı gerçekten çok iyi şekilde hazırlanmış olmasa bu ne manasız bir roman, deyip geçebilirdim fakat önsöz, yazarın önsözü ve sonsöz gibi bölümlerle dönemin Amerika'sının ruh hali ve romanda kimin, neyin neyi temsil ettiğine dair ipuçlarını okuyunca yine de yazarın birşeyler anlatmaktaki çabasını görüyorsunuz.
Muhteşem Gatsby, 1920'lerde yayınlandığında hiç ilgi görmemiş, hatta savaş arası döneminin 'yitik kuşak' tabir edilen -büyük hayaller peşinde koşup hayatlarını boşa harcayan- gençliğini anlattığı diğer romanları da aynı şekilde karşılanmış. Romana önsöz ve sonsöz yazan eleştirmenlerin dahi yüceltmekte zorlandığı bir üslupla, basit bir hikaye üzerinden anlatılmak istenenin başarılı olduğu söylenemez. Ne kadar filmi v.s. dolayısıyla fazlasıyla pohpohlansa da vasat bir kitap olmaktan öteye geçemiyor.
Şehrin üstünde asılı duran sarı bir ışıkla aydınlanmış pencerelerimizin karanlık sokaktan geçmekte olan birine, insanoğlunun esrarlı yaşamı hususunda payına düşeni hatırlatmış olduğunu hayal ediyordum; yukarıya bakan ve bizi merak eden o kişiyi sanki görüyor gibiydim. Hayatın bitmez tūkenmez çeşitliliği karşısında aynı anda hem büyülenip hem iğrenerek onunla birlikte sokakta, onlarla birlikte salondaydım. [sf 73]
Gatsby bir an için olsun gözünü Daisy’den almıyordu, sanırım evdeki bütün eşyayı, sevdiğinin bakışlarından çıkardığı anlama göre yeniden değerlendiriyordu. Bazen kendisi de eşyalara, sanki Daisy'nin inanılmaz ve tartışılmaz mevcudiyeti onları gerçek olmaktan çıkarmış gibi şaşkınlıkla bakıyordu. [sf 129]
Ben de yaklaşık 5 yıl önce aynı kitabın Martı Yayınevi'nden çıkan basımını edinmiş fakat ilk bölümünü okuduktan sonra devam edememiştim. O günden bu güne pek yol katedemedim. :)
YanıtlaSilMartı’nın baskısını bilemiyorum ama İletişim’inki gibi özenli hazırlanmış, çevrilmişken de bir şey farketmiyor.
Silkapağı çok güzelmiş:) filmini daha çok seviyorum ben:)
YanıtlaSilİletişimin bu serisinin kapakları da çok güzel gerçekten, hele bir Dostoyevski’den Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları var ki 😍
SilFilmi çok gösterişliydi, kitabı okuduktan sonra başladım ama yarıda bıraktım maalesef.