28 Temmuz 2010 Çarşamba

POİROT HAFTASI_3 "Beş Küçük Domuz"

Yayın Evi: Altın Kitaplar Yayınevi
Basım Yılı: 2001
Sayfa Sayısı: 185

Beş Küçük Domuz, Agatha Christie favorilerimden.
Bu güzel roman üzerine bir şeyler yazmadan önce araştırma yaparken, kitapla ilgili kaynaklarda "bir portakalın üzerine oturmuş, harp çalan kör bir kız" şeklinde tasvir edildiği söylenen bir tabloyla karşılaştım. Ressam George Frederic Watts tarafından yapılmış "Umut" isimli bu tablonun roman karakterlerinden Miss Cecilia Williams'ın evinin duvarında asılı olduğu ifade ediliyor. Elimdeki "Beş Küçük Domuz" romanında böyle bir şey yok, ya çeviri yapılırken çıkarılmış yahut filme alındığında eklenmiş olmalı.Fakat tasvir denilmesi kafamı karıştırıyor. Böyle bir tanım ancak yazı içerisinde geçebilir. Bir yanlışlık var ama henüz bu bilmeceyi çözmüş değilim. 

Kitaba dönersek, Amyas Crale adında dahi bir ressamın zehirlenerek öldürülmesi üzerine kurulu hikaye.Onaltı yıl önce işlenen bu cinayette, annesinin babasını öldürmediğinden emin olan Carla adında genç bir kız olayı çözüme ulaştırıp, gerçek katili bulması için meşhur dedektifimizden yardım istiyor. Hercule Poirot bu kitapta iyice yaşlanmış fakat gri hücreleri mükemmelen çalışıyor tabii. Bir çocuk şarkısından yola çıkarak, olaya karışan beş şüpheliyi tek tek gözden geçiriyor ve sonuca ulaşıyor.

bu küçük domuz pazara gitti. / bu küçük domuz evde oturdu. / bu küçük domuz pirzola yedi.
bu küçük domuza hiçbir şey verilmedi. /bu küçük domuz "vii vii vii," diye ağladı.

Gereksiz karakterler içermeyen kitap gayet berrak ve son dönem Christie'lerden olduğu için kurgusu da bir hayli sağlam.Beş Küçük Domuz'un resim sanatına dair bölümlerini özellikle sevdiğim için bu sefer de yine o kısımları ilgiyle okudum. Ressam ve tabloları üzerine sıkı tahliller içerdiğini söylemem lazım ki bu yönüyle beni mest ediyor. 

Kitabın sonlarına doğru bir yerde Poirot bir çeşit illüzyon yaparak, Angela'nın (Amyas'ın baldızı) yıllar evvel işlenen cinayetten birkaç gün önce bir kitap okuduğunu iddia ediyor. Kitap Somerset Maugham'ın Ay ve Altı Peni isimli romanı. Bir ressamın hayatını anlatıyor. Poirot'nun tahmini doğru fakat bu hokuspokusu nasıl yaptığını daha sonra Agatha Teyze'miz açıklamayı unutmuş. Valerian(Kedi Otu)yla bir ilişiği olduğunu zannediyorum (ispiyon olmasın diye daha fazla yazamıyorum :) fakat net olarak anlaşılan Ay ve Altı Peni adlı kitaba doğru bir yol görünüyor bana. 

Beş Küçük Domuz haricinde Agatha Christie'nin geçmişte işlenen cinayetlerin yıllar sonra aydınlatılması üzerine kurduğu (hatırladığım kadarıyla) üç kitabı var. Uyuyan Ölüm(Jane Marple), Elmayı Yılan Isırdı (H.P.) ve Filler de Hatırlar(H.P.). Filler de Hatırlar'ın bir yerinde Hercule Poirot arkadaşıyla sohbet ederken, çözüme ulaştırdığı bu tarz vakalardan sözediyor ve Beş Küçük Domuz'un da bahsi geçiyor bu konuşmada. Ayrıca  Belçikalı dedektifimizin Meredith Blake'le (nam-ı diğer evde oturan domuzla) görüşebilmek için referans olarak bahsettiği kişi Lady Mary Lytton-Gore yine bir Poirot kitabı olan Üç Perdelik Cinayet'teki   karakterlerden biri.  Agatha Christie'lerin böyle birbirleriyle bağlantı kurmasını seviyorum.  

İngilizcede Murder in Retrospect(Mazideki Cinayet) adıyla da yayınlanan Beş Küçük Domuz'la ilgili bir kapak krizim yok değil bu arada. Yukardaki resimde görülen baskıyı alıp-okuyup-bayıldıktan sonra içinde birkaç eski kitap barındıran modern bir kırtasiyeye denk gelmiştim. Elinizde başka Osmanlıca kitap var mı diye sorduğumda arka taraftaki odada var dedi dükkan sahibi. Arkadaşımla  onu takip ederek, önce uzun , yarı karanlık bir tünelden geçtik ve kendimizi camları demir parmaklıklarla kapatılmış, kocaman, tozlu bir odada bulduk. Duvarlardaki raflar ve ortadaki alçak masa tıkabasa kitapla doluydu. Sonra daha küçük, kilitli bir odaya geçtik, o kısımda da Osmanlıca kitaplar istiflenmişti. Birkaç kitap seçtikten sonra ilk girdiğimiz odada yerde bir Christie olduğunu farkettim, Beş Küçük Domuz'du, çok hoş mora çalan bir kapağı, üzerinde saçları uçuşan genç bir kadının portresi ve bir ressamın eli vardı. Bendekinden çok daha güzeldi ama neden almadım bilmiyorum ve hâlâ hatırladıkça hayıflanıyorum. 2005 basımı yeni Beş Küçük Domuz'un kapağını da çok beğendiğimi ve uygun bulduğumu söylemeliyim. Yalnız arka kapakta 40 yaşındaki Amyas Crale için kullanılan  genç ibaresi aynen duruyor. Kitabın içinde adamın orta yaşlı olduğu üzerine basa basa vurgulanırken böyle yazmakta ısrar etmeleri gülünç diye düşünüyorum. İçindeki imla ve anlam hatalarınıysa düzeltmiş olduklarını umuyorum ve bu nefis kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.



Beş Küçük Domuz, Poirot Haftası (19-25 Temmuz) için okuduğum son kitaptı. Harika bir hafta geçirdik sevgili Hercule Poirot'nun serüvenleriyle. romankarakteri, thalassapolis ve birazşöylebirazböyle arkadaşlarımıza konukseverlikleri için tekrar teşekkür ediyorum

11 yorum :

  1. Maalesef okuduğum ama çok net hatırlamadığım bir kitap en kısa zamanda tekrar okuyacağım senin kulaklarını çınlata çınlata sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. Okuduktan sonra da yorumlarını bekliyorum canım. teşekkürler yorumun için.

    YanıtlaSil
  3. canım izin verirsen sana Poirot'nun kızı demek istiyorum :) hayranım bilgine :)

    YanıtlaSil
  4. Yüzümü güldüren, ne güzel bir tanım bu :) Teşekkür ederim, çok tatlısın.

    YanıtlaSil
  5. Biblio, nereden soracağımı bilemedim ben de son postuna yazdım:) kusura bakmazsın...

    Ya biraz evvel Kumral Ada Mavi Tuna'yı okudum. Beni bu kadar sürükleyen bir kitap olmadı. Sen okudun mu o kitabı? Okuduysan yorumlarını bekliyorum. Post olarak tabii. Ben de yazacağım kendi bloguma

    YanıtlaSil
  6. Buket Uzuner'in (son ikisi hariç) bütün kitaplarını bir zamanlar okumuştum, ilkgençlik döneminde çok hoş buluyordum onları, sonra sıkmaya başladı. Bazıları gerçekten iyidir, Balık İzlerinin Sesi mesela. Ne tesadüf ki dün onun bir hikayesiyle ilgili bir yazımı buldum, yakında burada yayınlayacağım. Kumral Ada Mavi Tuna'ya gelince, genelde yeni okuduğum kitapları paylaşıyorum ama sen yazını yayımladığında, yorumlamaya çalışırım.

    Ziyaretin için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. üzerime vazife değil ama görünce dayanamadım Kumral Ada Mavi Tuna benim en sevdiğim Uzuner kitabıdır çok uzun bir süre önce okumama rağmen hala anımsarım

    YanıtlaSil
  8. Rica ederim, elbette yazabilirsin. :)

    Bazı kitapların izleri kolay silinmiyor hakikaten. Belki de onları tekrar okumayıp hayaldeki güzelliğiyle bırakmak lazım.

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Poirot'nun Kızı sana böyle hitap edeceğim sanırım haklısın zaten yenilerden eskilere dönmeye zamanda olmuyor ancak bunun tek istinası Agatha Christie :) kronolojik okumama başlıyorum (sanırım haftaya) :))

    YanıtlaSil
  10. O zaman "peder"in kitaplarıyla keyifli okumalar diliyorum sana. :)

    YanıtlaSil
  11. Tam 16 sene önce işlenmiş bir cinayet için yine dedektif Mösyö Hercule Poirot iş başında. Hercule Poirot Cinayeti kastederek diyorki "Artık ilerleyebiliriz. Daha doğrusu bu işte gerilememiz gerekiyor..."

    YanıtlaSil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.