THE I INSIDE [2003]
{İçimdeki Ben}
Hafızanızda yer edip, uzun zaman sonra bile hatırlayacağınız filmlerden değilse de türü içinde belli bir kaliteyi yakalıyor "İçimdeki Ben". Zaman içinde gidip gelmeler sinema ve dizilerde bu denli çok işlenerek kotasını doldurmuş bir mevzu olmasaydı, Ryan Philippe'in başrolünde oynadığı bu film daha önplana çıkabilirdi belki. Yine de bu tarz hikayelerden hoşlanıyorsanız, izlemekten zevk alabileceğiniz bir yapım olmuş.
Simon,tehlikeli bir trafik kazası geçirir ve gözlerini hastanede açtığında geçmişinden iki senenin zihnini terketmiş olduğunu farkeder. Tanımadığı bir kadınla evlidir, erkek kardeşi bilmediği bir şekilde öldürülmüştür ve genç adam sevdiği bir başka kadın olduğunu öğrenir. Kime, neye inanacağını şaşırmış bir haldeyken, kendini bu kayıp zamanın öncesinde bulur ve kaybettiği süre içinde neler olup bittiği yavaş yavaş çözülür..
Sıkıca sarılıp düzgünce açılan bir film var karşımızda. Seyircisini fazla yormadan merakını ayakta tutmayı başarıyor. Yalnız zamanda geçiş için kullandıkları yöntem -özellikle Simon'un bunu zorladığı sahnede iyice açığa çıkıyor bu- çok basitçe kurgulanmıştı. Bir de geçmişe gittiğinizde bir şeylere müdahale edip edemeyeceğiniz konusu var ki, Lost'ta bunu gözümüze soka soka kalıplaştırdıklarından olacak bu filmdeki önermeler çok da ilginç gelmedi bana. Daha fazlasını yazıp filmin sonunu anlatmayayım isterseniz.
Öncesinde benzerlerini izlemediyseniz (ki bu çok düşük bir ihtimal tabii) "İçimdeki Ben" başlangıç adına iyi bir seçim olabilir. Güzel film.
{Bu yazı 31.05.2010 tarihinde www.sivrisinema.com adresinde yayınlanmıştır.}
Hafızanızda yer edip, uzun zaman sonra bile hatırlayacağınız filmlerden değilse de türü içinde belli bir kaliteyi yakalıyor "İçimdeki Ben". Zaman içinde gidip gelmeler sinema ve dizilerde bu denli çok işlenerek kotasını doldurmuş bir mevzu olmasaydı, Ryan Philippe'in başrolünde oynadığı bu film daha önplana çıkabilirdi belki. Yine de bu tarz hikayelerden hoşlanıyorsanız, izlemekten zevk alabileceğiniz bir yapım olmuş.
Simon,tehlikeli bir trafik kazası geçirir ve gözlerini hastanede açtığında geçmişinden iki senenin zihnini terketmiş olduğunu farkeder. Tanımadığı bir kadınla evlidir, erkek kardeşi bilmediği bir şekilde öldürülmüştür ve genç adam sevdiği bir başka kadın olduğunu öğrenir. Kime, neye inanacağını şaşırmış bir haldeyken, kendini bu kayıp zamanın öncesinde bulur ve kaybettiği süre içinde neler olup bittiği yavaş yavaş çözülür..
Sıkıca sarılıp düzgünce açılan bir film var karşımızda. Seyircisini fazla yormadan merakını ayakta tutmayı başarıyor. Yalnız zamanda geçiş için kullandıkları yöntem -özellikle Simon'un bunu zorladığı sahnede iyice açığa çıkıyor bu- çok basitçe kurgulanmıştı. Bir de geçmişe gittiğinizde bir şeylere müdahale edip edemeyeceğiniz konusu var ki, Lost'ta bunu gözümüze soka soka kalıplaştırdıklarından olacak bu filmdeki önermeler çok da ilginç gelmedi bana. Daha fazlasını yazıp filmin sonunu anlatmayayım isterseniz.
Öncesinde benzerlerini izlemediyseniz (ki bu çok düşük bir ihtimal tabii) "İçimdeki Ben" başlangıç adına iyi bir seçim olabilir. Güzel film.
{Bu yazı 31.05.2010 tarihinde www.sivrisinema.com adresinde yayınlanmıştır.}
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.