20 Eylül 2014 Cumartesi

ONÜÇ GÜNÜN MEKTUPLARI Cemal Süreya

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
Basım Yılı: 2012
Sayfa Sayısı:136

İyi şiirden, dönemine ve kurallı-kuralsız olduğuna aldırmaksızın daima etkilenmişimdir. Zaten şiirin sadece kelimelerden ibaret olduğuna da inanmıyorum. Hayatın, her insanın, her nesnenin bir şiiri var. Açığa iyi bir şekilde çıkıp çıkmaması durumlara bağlı olsa da..

İlkgençlik dönemlerimde klasik şiir çok okudum, en çok onları sevdim. Ahmet Haşim alev alev yanan sembolleriyle favorimdi, sanırım bir daha başka hiç bir şairi onun kadar sevemedim. Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiirlerini de özellikle beğenir ve defterime yazarak defalarca okur, ezberlerdim. Faruk Nafiz, Necip Fazıl, Cenap Şehabettin, Abdülhak Hamit, onlar kadar klasik olmasa da Ümit Yaşar Oğuzcan da yine o dönemden hatırladıklarım..

Attila İlhan'ın mısralarının içimi parçaladığı bir geçiş sürecinden sonra son dönem Türk şairlerine merağım başladı; Gülten Akın, Didem Madak, Birhan Keskin, Ali Ural, Ayşe Sevim..

Bu arada İkinci Yeni şairlerine sıra gelmedi bir türlü diyebilirim. Sakin, sade ve biraz dağınık kelimelerini seviyorum ama oturup adamakıllı kitaplarını bitiremedim hiç. Hatta Cemal Süreya'nın meşhur Sevda Sözleri'ni aldım ama ondan önce mektuplarını okudum nedense.

Onüç Günün Mektupları, Cemal Süreya'nın eşi Zuhal'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Eşinin onüç gün boyunca ameliyat için hastanede yattığı dönemde yazdıkları ve ayrıca muhtelif zamanlarda yazdığı diğer yirmidört mektup var kitapta.

Mektuplar güzel, şairin dilinden kuvvetli bir sevgi ve hasretle yazıldıkları belli. Yapı Kredi'nin hem Cemal Süreya'nın el yazısı hem de matbaa harfleriyle bastığı kitap, bir çırpıda okunuyor bu yüzden. Ama bu aşkı sadece mektuplarda okumakla yetinmek gerek, en güzel hali oradaymış da denebilir.



8 yorum :

  1. "Ama bu aşkı mektuplardan okumakla yetinmek gerek, en güzel hali oradaymış denebilir.".. hiç tüyo vermiyorsun?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paparazziye bağlamiyim demiştim :)) Oldukça serbest, irili ufaklı ihanetlerle dolu bir ilişkiymiş onlarınki, Zuhal hanımın anlattıklarına bakılırsa. Affedebilmesini anlıyorum ama sevdanın içine ihanet yakışmıyor. Varsa o sevgi gerçek değil diye düşünüyorum.

      Sil
  2. okuyup beğendiğim mektuplardı hepsi, ...Sevilir Cemal Süreya ve fakat bu duygu adamları nedense çok sever oluyorlar ya da bana mı öyle geliyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgisi çok kişiye taşan cinstenmiş sanırım. :) Gerçekten güzel mektuplar, bir şairden beklenildiği gibi.

      Sil
    2. evet , bu konuda bir de Nazım var herhalde böyle duygulu adamlar dolup kendilerine sığmayıp sağa sola saçılıyor herhalde sevgileri, demek çok sevenle olmak ta zor...

      Sil
    3. Evet, gerçi bir ilişki içinde kabullenilenler iki kişiyi ilgilendirir ama böyle ortaya dökülünce ister istemez yorum yapıyor insan. Coşkun yaradılışta olmasalar belki de böyle güzel şiirler çıkmazdı bilemiyorum.

      Sil
  3. Bugün,Stalingrand ve Çernişevski nin Nasıl Yapmalı? kitaplarini aldim.Jane Eyre den sonra hemen sonra okuyacağım iki kitap.
    Ben şiir olarak genelde Necip Fazıl Kısakürek seviyorum.Birde Yahya Kemal var tabii.Cemal Süreyya hiç okumadım biraz ön yargiliyim sanırım.Ama bir daha kitapçıya gidersem bir Cemal Süreyya nin kitaplarina göz atacağım.
    Sevgili Biblio sanırım evinizdeki kitapliginiz,internette gördüğüm tavanı parlak ve resimlerle dolu,süslü merdivenleri olan her rafı kitaplarla dolu olan (Melk Manastır Kütüphanesi yada Strahov Manastır Kütüphanesi gibi) muhteşem kütüphanelere benziyor.Bir görsem sizin muhteşem edebiyat bilginiz ve zevkinizle donattiginiz kitapliginiz da kendimi kaybederim sanırım :)
    Kendinize İyi Bakin
    Şehbal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç kitaplar seçmişsin, yorumlarını benimle paylaşırsan sevinirim bitirdiğinde.

      İyi şiirden zevk almak için şairle aynı görüşte olmak gerekmiyor, İkinci Yeni'yi de keşfetmek lâzım :)

      Kütüphanem bahsettiğin yerlerden tabii daha sade ama Gece Kütüphanesi neden öyle bir yer olmasın hayalimizde? Teşekkürler Şehbal'cim.

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.