Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
Basım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 48
Bir kitapsever için Modern Klasikler Dizisi'nin artistik kapaklarına kayıtsız kalabilmek hakikaten zor. Özellikle Stefan Zweig'in birer hikayelik, incecik olsa da insana kitap bitirdiği hissini veren, en çok rağbet gören bu kitaplarının kapak tasarımları çok hoş.
Bir Çöküşün Öyküsü, Fransız sarayında saygın bir konumda iken, yaptığı bir hata sonucu gözden düşerek taşraya sürülen Madam de Prie'nin gerçek yaşamına dayanıyor. Evinde eğlenceler düzenleyerek eski şaşaalı günlerini yeniden yaşatmaya çalışırken, bir yandan da tek hayat gayesi sarayda çevirdiği entrikalara devam etmek olduğu için geri dönmeye çabalamaktadır. Bu amacına ulaşabilmek uğruna hatırlı tanıdıklarından yardım dilenen kadın, Paris'le tüm bağlantılarının tek tek koptuğunu anladığında içine düştüğü bunalım onu mantıksız düşüncelere sürükleyecektir..
Stefan Zweig, idraki yüksek bir adam ve tartışmasız çok güçlü bir kalemi var. Bu sebeple onun hikayelerini okumak daima edebi bir memnuniyet duygusu veriyor.
Sessizlik bütün odalarda, burada kimsenin bulunmadığı tüm o yıllar boyunca tombullaşmış, vahşi bir hayvan gibi pusu kurmuş bekliyordu, kadın sessizliğin kendisini de
yutabileceğinden korktu. Döşemenin tahtaları inledi, kitaplar
ciltlerine dokunur dokunmaz çatırdadı. [sf 9]
Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti,çünkü hiç yalnız kalmamıştı. [sf 13]
Odaya yavaş yavaş akşam doldu, ama o akşamı hissetmedi. Çünkü akşam
ağırdan alır. Öğle zamanı gibi küstahça pencereden içeri bakmaz,
duvarlardan karanlık sular gibi fışkırır, tavanı boşluğa doğru kaldırır,
her şeyi yavaş yavaş alıp sessiz sularının içine karıştırır. [sf 26]
Yazgısı, önemsiz olayların tozuyla dumanının altında kalmıştı. Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi. [sf 48]
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.