24 Mart 2016 Perşembe

SOĞUK KAZI Birhan Keskin

Yayın Evi: Metis Yayınları
Basım Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 63

'Dünyaya tortullar tabakalar yarlar gerektir.
İçerde çok yanmışsa dışarda karlar gerektir.'

Soğuk Kazı'yı uzun zaman önce almıştım ama herhalde, bir avuç Birhan Keskin şiiri bir an önce tükenmesin diyerek okumuyordum. Geçtiğimiz Şubat ayında, Çankırı'ya giderken yanıma aldığım şiir kitabı buydu, orada bir otel odasında, geceleri yatmadan önce okudum.

Eski avluda, daha önce de fena halde kalbime dokunan bir şiirdi, bu kitaptaymış. Sonra birkaç tane daha sevdiğim oldu. Yalın, sanki herkesin peşpeşe sıralayabileceği kelimelerle yazılmış gibi görünürken, tokat gibi çarpan şiirleri var Birhan Keskin'in. Bazen sadece bir dizesi aklımda dönüp durur, düşündükçe daha da büyür içimde.


Kubbem yok ki benim, bir tepsinin kenarında uykum
Dönersem, aşağ'sı çok yüksek
Düşeceğim nasılsa gördüm.
Dünya beni sarmazdı sarmalamazdı döndüm.
Gök ağlıyordu, ben zülfünü ördüm.

[sf 34, Mıh I]

Senden kalkıp başka ellere gidemem.
Rüzgâr ve kuytu,
Yağmur ve uykuyduk birbirimize.
[sf 56, Gazze] 

Soğuk Kazı ˜ Seçki

Flamingo III ♥
Kış ♥
Erik kiraz kalp yaz ♥
Eski avluda ♥
Mıh I ♥
Mıh II ♥
Eyüp bu dünyada bir gurbet gibi durur ♥

23 Mart 2016 Çarşamba

ROOMS 2: THE UNSOLVABLE PUZZLE [1 Mayıs 2015]

Pandora's Box'dan beri oynadığım en şahane bulmaca oyunu. Baştan sona oynayıp bitirdim ama yine de arada bakmaktan kendimi alamıyorum. Hatta bugüne kadar oynadığım tüm oyunlar içinde bir numaraya yerleşti de diyebilirim. Çünkü...

Oyunun sanatsal yönü son derece zengin. Çizim ayrıntıları, incelikli minik detayları farketmenin verdiği güzel his, iyi düşünülmüş bulmacaların bile önüne geçiyor oynarken.

Bir oyuncakçının canlı bir kukla yapmak istemesi ve bunun bir çeşit lanete dönüşmesi üzerine, varolan dört tekinsiz ev ve bu hikayeyi okuduğunda kendisini bir anda  kitabın içinde bulan Anne adında küçük bir kız var. Anne, oyuncakçının lanetlediği evlerin odalarında dolaşırken, patlayan kuklalar, ayna etkileri, dönen çarklarla karşılaşıyor, merdivenler, kütüphaneler, şömineli oturma odaları, abajur lambalarıyla aydılatılmış yemek odaları gibi zarif çizimler görüyor, oda değiştiren dolapların içinden geçip başka yerlere çıkıyoruz. Bu yolculukta küçük kızın elindeki lamba konuşarak veya ipuçlarını göstererek ona yardım ediyor.


Dört evin her birinde bir başka mevsim yaşanıyor. İlkbahar evinde, yeni filizlenmiş taze çiçekler var yerlerde, kelebekler uçuşuyor. Yaz odalarında güneş ışıkları parlıyor, ateşböcekleri bahçelerde dolaşıyor; sonbaharda kızıl yapraklar düşüyor pencerelerin önündeki ağaçlardan ve en güzeli olan kış evinde kar yağarken soğuktan üşüyüp titreyen bir Anne, bembeyaz çatılar ve ağaçlar var.

Asıl binaların her birinin altında bodrumları bulunuyor. Normal binayı bitirip inebildiğimiz bodrum odalarında Anne özel yetenekler kazanıyor; öğrenci olduğu ilk bodrumda cep telefonu ile herhangi bir telefonu aramak, ikincisinde sabotajcı kimliğiyle istediği yere bomba bırakabilmek, üçüncü bodrumda mühendis olarak kendi içinde bulunduğu hariç odaları istediği gibi hareket ettirebilmek ve son bodrumda bilim insanı vasfıyla tüm odaları aynı anda kaydırabilmek. Bodrum bölümlerinin normal bölümlere kıyasla biraz daha zor olduğunu söylemeliyim.


96'sı ana, 48'i bodrum bölümleri olmak üzere 144 şahane bölümden oluşan Rooms The Unsolved Puzzle'da beni en çok rahatsız eden şeyin kuklalar olduğunu söylemeliyim. Ne dumanla dolu odalar, ne patlayan bombalar, kuklaların peşinizden gelmesi ve yanlış bir hamle yaptığınızda onunla birlikte patlamanız kadar korkunç değil. Bu arada hepsine tek tek bakamadım ama bölüm isimlerinin bazılarının da çok hoşuma gittiğini söylemeliyim. Mesela A Midsummer's Night, Hamlet gibi... Evin içinde parlayıp sönen ışıklar, vazolardan aşağılara dökülen gül yaprakları, tüm odaları doğru yerlerine oturtup kapıya doğru yöneldiğinizde çalan melodi ve daha bir dolu ayrıntıyla daha güzel bir oyun düşünemiyorum.

Rooms The Unsolvable Puzzle, 2014 Tokyo Oyun festivalinde en iyi sanat ödülünü, 2015 Kore Oyun Ödüllerinde en iyi bağımsız oyun ve mükemmel oyun ödüllerini kazanmış. Oyunun PC, OSX ve Linux versiyonları var, bilgisayardan oynamanızı öneririm, telefon versiyonunda hamle sayısı kısıtlaması baya can sıkıcı oluyor çünkü.

Keyifli oyunlar!







22 Mart 2016 Salı

PETER PAN James Matthew Barrie

Yayın Evi: Bordo Siyah
Basım Yılı: 2006
Sayfa Sayısı: 251

İsmi ve yansımalarını birçok yerde gördüğüm halde, tam olarak vakıf olmadığım bir hikayeye daha bakmak istedim ve Peter Pan'ın tam metnini alıp okudum.

Darling ailesinin üç çocuğu (Wendy, Michael, John) ve çocuklarına dadı olarak tuttukları Nana adında bir köpekleri vardır. Minikler, bir gece babalarının Nana'ya kızarak yanlarında yatmasına izin vermemesi sonucu odalarında yalnız kalırlar. Daha önce çocuklar uyurken, Düşler Ülkesi'nden gelerek onları ziyaret eden Peter Pan'ı yakalamaya çalışan Nana, küçük oğlanın gölgesini koparmıştır. Perisi Tinkerbell ile beraber Bayan Darling'in bir çekmeceye koyduğu gölgeyi bulmaya gelen Peter Pan, bu kez çocukların yalnız olduklarını görünce, onları kendisi ile Düşler Ülkesi'ne gelmeye ikna eder..

İyi kalpli ve birazcık kibirli Peter'in 'öpücük-yüksük' yanılsaması, Wendy'nin Düşler Ülkesi'ndeki 'anne' rolü, bir bebek güldüğünde bir perinin dünyaya gelmesi gibi tatlı ayrıntılarla dolu bu meşhur hikayeyi okuduktan sonra Peter Pan'ın diğer kitabı Kensington Bahçeleri'ni de merak ettim, yakın zamanda okumak istiyorum. 

21 Mart 2016 Pazartesi

GRIM TALES 10: THE HEIR CE [2/2016]

 
Grim Tales serisi ile ilgili değişmeyen, hep aynı güzellikte olan şey; şahane çizimleri. Özellikle ev sahnelerini çok beğeniyorum. Onun haricinde, The Heir hikaye akışı ve bulmacaları açısından çok da süper değildi. Yine de bu kategorideki birçok oyuna göre çok daha iyi elbette. 

Keyifli oyunlar!









TÜM SERİ