26 Nisan 2011 Salı

CİNAYETLER OTELİ_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Ağustos 2010
Sayfa Sayısı: 146+30

Tarihin tozlu sayfalarından fırlamış gibi duran, öyle nostaljik bir atmosfere sahip bir yerdir Bertram Oteli. Tonton-sevimli yaşlı teyzelerin, emekli albay ve din adamlarının Londra'ya geldiklerinde kalmayı istedikleri türden sessiz sakin bir sığınak.. Miss Marple da alışveriş için geldiği büyük şehirde konaklamak için burayı tercih etmiştir. Bir süre geçtikten sonra otelde herşeyin aslında göründüğü gibi sukunetle akıp gitmediğini farkeder. Kapıcının öldürülmesinin ardından polis, yaşlı hafiyemizin yardımıyla katili bulur ve kapıların ardında dönen gizli dolapları açığa çıkarır.

Cinayetler Oteli daha önceki okuyuşumda çok karmaşık ve bazı yerlerini anlamsız bulduğum, böylelikle favori listeme girememiş bir kitabıydı Agatha Christie'nin. Bilhassa otelin atmosferinin uzun uzun anlatılmasından sıkılmıştım diye hatırlıyorum. Şimdi aradan yaklaşık 10-12 sene geçtikten sonra tekrar okuduğumda özellikle o kısımları sevmemi, Bertram'ın geçici sakinleri kadar olmasa da huzurlu bir ortamın ne anlama geldiğini bir parça daha farketmeye bağlıyorum.

Velhasıl bu defa kitabı sevdim. Miss Marple'ın çift isimli İngiliz mağazalarından aldığı keten çarşafları görmüş gibi bayıldım. Otelin sabah kahvaltısının harikuladeliğini ise aşağıdaki alıntıdan okuyabilirsiniz. :)  Adeta Tiktok'un çay partisi gibi . O kitabın da tamamını bir bulabilsem.

23 Nisan 2011 Cumartesi

MİSS MARPLE'IN SON MACERALARI_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Eylül 2008
Sayfa Sayısı: 192

Agatha Christie'nin Kayıp On Bir Günü kitabının 260. sayfasında ünlü yazarın öfkeyle karışık tuhaf hisler duyduğu biriyle alakalı Terzi'nin Bebeği isminde bir hikaye yazdığı ifade edilir. Konusunu öğrendiğimden beri okumak istediğim bu hikaye Miss Marple'ın Son Maceraları'nda karşıma çıktı ve adeta büyüledi beni. Christie'nin son derece etkileyici, tarz hikayelerinden biriydi bu.

Öykü, Terzi Alicia Coombe'un atölyesinde bulunan, kimin getirdiği belli olmayan şık giyimli bir oyuncak bebeğin etrafında gelişen mistik olayları anlatıyor. Bu hikaye ile beraber Karanlık Sularda adındaki öyküde de Miss Marple yok. Bu ikisinin bir diğer ortak özelliği de içerdikleri doğaüstü öğelerin bir şekilde açıklanmamış olması.

Diğer öyküler içinde de benzer bir havayı taşıyanlar bulunmasına karşın tüm esrarengiz durumlara mantıklı birer açıklama getirmeyi ihmal etmemiş Agatha Christie.

Onun bu özenine muhalif, maalesef kitapta önemli görülmeyerek atlanmış yerler; bir çok çeviri eksiği var ki bu da Christie'nin bazı olayların çözümlerinde eksikler bırakmış olduğu izlenimini doğuruyor okuyucuda. Gerçekte ise kitabın orijinalinde bulunan bazı cümlelerin es geçilmesi gibi bir durum mevcut. Miss Marple Bir Hikaye Anlatıyor isimli öykünün sonunda g harflerini söyleyemeyen kadından bahsedilirken kırk yaşında olduğu ifade edilen cümlenin yokedilmesi gibi. Konuya tam vakıf olmadan yapılan tercümelerin sonuçları böyle vahim oluyor ne yazık ki.

Çeviri yönünden şanssız ve hacimsel olarak biraz cılız kalan bu kitap, içlerinden biri Cinayetler Oteli'nin sonunda ek olarak yayınlanan Greenshaw'ın Deliliği isimli öykü olmak üzere 7 Miss Marple macerası ve 2 de özgün hikaye içeriyor.

19 Nisan 2011 Salı

SUÇ ORTAKLARI_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Mayıs 2010
Sayfa Sayısı: 287

Agatha Christie'nin genç dedektifleri Tommy ve Tuppence Beresford çifti kurdukları Blunt Dedektiflik Bürosu'na gelen ilginç olayları çözerken her bir konu için polisiye edebiyatının ünlü dedektiflerinden birinin tarzına bürünürler. Kitap bu yönüyle, zevkle okunan bir dedektif hikayeleri silsilesidir.

Dairedeki Peri ve Bir Demlik Çay: Tommy ve Tuppence'ın dedektiflik bürosu,  Herbert Jenkins'in Malcolm Sage isimli romanından esinlenerek oluşturulmuştur. Malcolm Sage'in dedektiflik bürosunun da aynı şekilde bir sekreteri (Tuppence'in Miss Robinson rolü) ve genç bir odacısı (Beresford'ların yardımcısı Albert) vardır. İki büro da telefon hatları ve alarmlarıyla dönemin modern birer mekanıdır. Sage işleri yoğunsa yeni gelen müşterileri kovabilecek kadar kaba olabilirken, Tommy ve Tuppence yoğun oldukları izlenimini vermek için gelenleri bekletmektedir.

Pembe İnci Olayı: Tommy bu hikayede kime öyküneceği konusunda biraz kararsızdır. Önce güzel şık bir ropdöşambır, bir çift Türk terliği ve kemanıyla Arthur Conan Doyle'ün Sherlock Holmes'ü olmaya karar verir ancak olay mahallini soruşturmaya giderken fikir değiştirir. Richard Austin Freeman'ın ünlü karakteri Dr Thorndyke'a öykünür, Tuppence ise onun asistanı Nathaniel Polton rolünü oynar.

Uğursuz Yabancı Olayı: Valentine Williams'ın Francis ve Desmond Okewood kardeşleri baz alınmıştır. Bölümde yine Tuppence'ın ağzından yazarın Çarpık Ayaklı Adam öyküsüne bir gönderme vardır.

Papazdan Kaçınmak ve Gazete Elbiseli Adam: Bu iki bölümlük hikaye şimdilerde neredeyse unutulmaya yüz tutmuş bir yazar olan İsabel Ostrander'ın Havadaki Kanıt öyküsüyle paraleldir. Her iki öyküde de ölen genç bir kadın kilit noktası mahiyetindeki son sözleriyle yer alır. Tommy ve Tuppence, eski bir polis memuru olan Tommy McCarty ve bir itfaiyeci Denis Riordan'ı oynamaktadırlar.

Kaybolan Kadının Gizemi: Sir Arthur Conan Doyle'nin Lady Frances Carfax'ın Kayboluşu isimli öyküsünü anımsatmakta, dedektiflerimiz Sherlock Holmes ve kadim dostu Watson'ı yadetmektedir.

Kör Adamın Oyunu: Bu bölümde Tommy, Clinton H. Staggs'ın kör dedektifi Thornley Colton gibi davranarak önce bir hayli eğlenir, sonrasında ise bu oyunu olayın çözümünde büyük bir rol oynar.

Sisteki Adam*: Klasik İngiliz yazar Gilbert Keith Chesterton'ın kurgu karakteri Father Brown stilinde bir hikayedir.

Kalpazan: Edgar Wallace'ın entrika tarzının bir yansıması şeklindedir.

Sunningdale'in Gizemi: Barones Orczy'nin Köşedeki Yaşlı Adam öyküsü üzerinden ilerlemektedir. Tuppence gazeteci Polly Burton havasındayken, Tommy ise Orczy'nin karakterlerinden Billy Owen kisvesinde bir ipe düğüm atıp durmaktadır.

Ölümün Pusuda Beklediği Ev: Bu dehşetli hikaye için Alfred Edward Wooley Mason'un ünlü dedektifi Hanaud ve Ok Evi isimli hikayesi  ilham kaynağıdır. Savaş döneminde bir hastanenin ecza bölümünde çalışan Christie'nin bilgisini konuşturduğu usta işi zehir hikayelerinden biri olarak Beresford'ların külliyatında yerini alır.

Çürütülemez Kanıt: Cinayet öyküsü olmayan bu bölümde kanıt mefhumu çevresinde dönen dedektif hikayeleri yazarı İrlandalı Freeman Wills Crofts'ın Scotland Yard Müfettişi Joseph French model alınmıştır.

Rahibin Kızı ve Kırmızı Konak: İki bölüm devam eden bu hikaye, Anthony Berkeley'in dedektifi Roger Sherringham'ın bir parodisi gibi başlar ve ünlü İngiliz polisiye yazarı Henry Christopher Bailey'in Dr. Fortune hikayelerinden Menekşe Tarlası'nı anımsatarak devam eder.

Büyükelçinin Botları: Yine H. C. Bailey'in dedektifleri doktor Reginald Fortune ve polis şefi Bell'in izlerini takip eden bir hikayedir.

16 Numaralı Adam:  Agatha Christie burada kendi meşhur romanlarından Büyük Dörtler'i model alır ve esinlenilen dedektifimiz tabii ki Hercule Poirot'dur.

 *Altın Kitaplar'da isim Çöplükteki Adam olarak çevrilmiş ama ne "mist" kelimesinin ne de hikayenin çöplükle bir alakası var.


Kaynakça: 
Wikipedia "Partners in Crime (Short Stories)" 
AGATHA CHRISTIE’s Partners in Crime, by Michael Grost
.
.

12 Nisan 2011 Salı

ÖLÜM SAATLERİ_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar
Basım Yılı: Mart 2009
Sayfa Sayısı: 256

Nisan ayı Agatha Christie Okumaları'mın ilk kitabı Ölüm Saatleri'ydi. İçinde tadımlık Hercule Poirot da barındıran roman, genel itibariyle sürükleyen, akıcı bir anlatıma sahip. Daha önceki okuyuşumda da beğenmiş olduğumu hatırlıyorum. Ortalama bir Christie ayarında, sonunda taşların düzenlice yerli yerine oturduğu bir kitap.

Ölüm Saatleri'nde Agatha Christie, yazarın ve Colin Lamb adında bir genç adamın gözüyle olayları anlatmayı uygun bulmuş. Bir parça hareket katmak istedi herhalde.

Colin, bir casusluk görevi için Wilbraham Crescent semtini dolaşırken evlerin birinden genç bir kız fırlar ve içeride kör bir kadının bir ölünün üzerinde gezindiğini haykırır. Kızın adı Sheila Webb'tir ve bir daktilo bürosunda çalışmaktadır. İş için çağırıldığı eve geldiğinde orta yaşlı bir adamın cesediyle karşılaşmış ve şok geçirmiştir. Odada aynı zamanda hepsi bir saat ileri gitmiş dört saat bulunur.  Evin sahibi Miss Pebmarch, genç kızı bürodan istemediğini söyler. Birkaç gün sonra daktilo bürosundan bir kız öldürülür. Olayların iyice karmaşık bir hal alması üzerine, Colin'in eski dostu Hercule Poirot'ya başvurur. Sevgili dedektifimizin küçük gri hücreleri ve olayları karşı apartmandan gözleyen bir kız çocuğunun yardımıyla esrar çözülür.

Kitapta Hercule Poirot iyice yaşlanmış ve her zamanki adeti üzere koltuğunda oturarak olayları çözebileceğini ifade etmekte, Christie onun bu forsunu bozmamak için Colin Lamb'ı oluşturmuş olmalı. Sonlara doğru köpek-sahibi benzetmesinde açıkladığı gibi, onun yerine sağa sola koşacak, ortalığı didikleyecek birini bulmuş.

Bu arada Poirot'nun her zamanki gibi anlaşılmaz görünen tekerlemeler* mırıldanması ve bu defakileri Alis Harikalar Diyarında kitabından seçmesi çok güzeldi.


Ölüm Saatleri'nde cinayetin çözümüne direk etkisi olmasa da olay mahallinde anlatılan evlerin konumu biraz karışık geldi bana. Bazı Christie kitaplarında olduğu gibi bir kroki görebilsek iyi olurdu diye düşünüyorum.

* Agatha Christie ve kitaplarında geçen Çocuk Tekerlemeleri üzerine sıkı bir derleme okumak için cinairoman tartışma platformunu ziyaret edebilirsiniz.

9 Nisan 2011 Cumartesi

SON GECE / LAST NİGHT [2010]


Bazen bir filmi izlediğinizde onunla ilgili neden pek bir şey duymadığınızı, sessiz sedasız kenarda kalma nedenini daha iyi anlıyorsunuz. İran asıllı yönetmen Massy Tadjedin'in ilk denemesi Last Night, kendisini kanıtlamış oyunculardan kurulu kadrosuna rağmen böyle iddiasız ve tekdüze bir film. 

7 seneyi devirmiş, rayına oturarak sakinleşmiş bir evliliği sürdüren Joanna (Keira Knightley) ve Michael (Sam Worthington)'ın mutlulukları, Michael'in iş arkadaşı Laura (Eva Mendes)'yla yakınlaşmasıyla sarsılır. Çiftin kavgasının ardından Michael, Laura'nın da bulunduğu bir iş gezisine çıkar, Joanna ise eski bir arkadaşıyla (Alex rolünde Guillaume Canet) karşılaşır. Ayrı geçirdikleri bir gün ve gece boyunca Joanna ve Michael'ın evliliği işin içine giren üçüncü şahıslarla ciddi bir sınavdan geçecektir.. 


5 Nisan 2011 Salı

AGATHA CHRİSTİE OKUMALARI [Nisan 2011]

Daha önce Hercule Poirot Haftası ve Agatha Christie Haftası yapmıştık sevgili thalassapolis ve diğer değerli arkadaşlarımız'la. Şimdi ise upuzun bir ay boyunca sadece Agatha Teyze'mizle birlikte olmaya karar verdik. Nisan ayında okumak için 7 tane Agatha Christie seçtim. Kitapların hepsi daha önceki okuyuşumdan bu yana hayli zaman geçmiş olduğu için hafızamı tazelemek istediğim Christie'lerden:

Ölüm Saatleri

Neredeyse tamamına yakını Christie'nin insana güven veren, sevimli Miss Marple'ını içeren kitaplarımı okumak için sabırsızlandığımı söylememe gerek yok sanırım.  

Bu arada polisiye romanların kraliçesini seven, romanlarıyla haşır neşir olmaktan hoşlananlar için kapımız açık. Nisan ayı boyunca okumalarımıza katılabilir, ay sonunda yorumlarınızı bizimle paylaşabilirsiniz.