16 Haziran 2011 Perşembe

KİRPİNİN ZARAFETİ_Muriel Barbery

Yayın Evi: Turkuaz Kitap
Basım Yılı: Eylül 2010
Sayfa Sayısı: 276

Bu kitapla ilgili o kadar çok olumlu eleştiri var ki, insanda ister istemez bir beklenti oluşturuyor bu durum. Kitap hoş,güzel ama aşırı hayranlık uyandıracak bir tarafı yok bana göre. Etrafında koparılan yaygaranın nedeni, Amerika gibi kökensiz veya İngiltere gibi ruhsuz coğrafyalarda içinde bir parça insaniyet, biraz değişik etnik tat bulunan romanlara adeta tapılması olabilir.  Yoksa özünde zaten var olan bir güzellik insanın nefesini kesmez.

Fransa'da edebi ve felsefi zevkleri olan bir apartman kapıcısı, orta yaşlı bir kadın Renee; binaya yeni taşınan uzakdoğulu bir adam Kakuro Ozu ve yakın bir zamanda kendini öldürmeyi planlayan 12 yaşlarında bir kız çocuğu Kirpinin Zarafeti'nin baş karakterlerini oluşturuyor.

Renee'nin zatında ütopik görünen bir kişi portresi çiziyor Muriel Barbery. Sanki tipik bir kapıcı kadına bakmış ve "oo, bize görünmeyen kimbilir ne sırları vardır, bunları yazarak bulup çıkarmalıyım" demiş gibi. Bu hususta, şeyleri olduklarından başka gören edebi bir romantizmin kurbanı olmuş.

Romanın "derin düşünceler" bölümlerinin akışa farklı bir boyut katması güzeldi. Bu bağlamda finaldeki rol değişimi, yani okuyucuya başından beri beklemesi öğütlenen "ölüm"ün tezahür edişini de başarılı buldum.

Kolay okunan, insanı yormayan hoş bir roman isterseniz Kirpinin Zarafeti doğru bir seçim olabilir. Benim için bu kitabı okutan ise şu alıntıydı:

7 yorum :

  1. "Etrafında koparılan yaygaranın nedeni, Amerika gibi kökensiz veya İngiltere gibi ruhsuz coğrafyalarda içinde bir parça insaniyet, biraz değişik etnik tat bulunan romanlara adeta tapılması olabilir." Harika bir tespit :)

    YanıtlaSil
  2. "Etrafında koparılan yaygaranın nedeni, Amerika gibi kökensiz veya İngiltere gibi ruhsuz coğrafyalarda içinde bir parça insaniyet, biraz değişik etnik tat bulunan romanlara adeta tapılması olabilir. Yoksa özünde zaten var olan bir güzellik insanın nefesini kesmez."
    Bu yorumunuza ben de katılıyorum; benzeri birçok kitaptan dolayı.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim. Aynı cümle üzerinde durmanız çok hoş. :)

    YanıtlaSil
  4. Canım Biblio kitabı okumadım, okumayı düşünüyordum senin de belittiğin gibi olumlu şeyler söylenmekte. Kitabın film uyarlaması da var acaba kitabı okumadan onu mu izlesem diye düşündürdü bu satırları beni. Ellerine sağlık Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  5. Deniz'cim, ben de filmine baktım biraz, kitaptan çok fazla bir şey yok gibi ama tam manasıyla izlemedim. Bana çok şey kattığını düşündüğüm bir kitap olmadı bu, sadece filmi de izlenebilir belki bir fikir olması için. Yorumun için çok teşekkürler canım. :)

    YanıtlaSil
  6. Filmini izlemiştim ve izlerken keşke kitabı da olsa demiştim meğersem varmış tabi hala okuyamamanın verdiği utanç içindeyim:) filmi tavsiye ediyorum :)

    YanıtlaSil
  7. Filme biraz bakmıştım ama kitaptan çok farklı gelmemişti bana. Yine de oturup baştan sona izlemek lazım tabii. Okuyunca kitap üzerine de yorumlarınızı bekleriz Gece Kütüphanesi'nde.

    YanıtlaSil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.