21 Ağustos 2019 Çarşamba

ROGER ACKROYD CİNAYETİ Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar 
Basım Yılı: 2018
Sayfa Sayısı: 303

'Shakespeare'in de içtenlikle kabul ettiği gibi, fikir her yerden gelebilir. Önemli olan o fikirle ne yapıldığıdır. Yalnızca Agatha Christie, böyle* bir fikirden Roger Ackroyd Cinayeti gibi bir roman oluşturabilirdi, konsepti ancak o bu denli iyi kavrayabilir, bir temele oturtabilir ve etrafına bu denli basit ve yalın güzellikle bir kurgu inşa edebilirdi.' Sonsöz'den, Laura Thompson

Hercule Poirot kim olduğunu gizlediği, sessiz, sakin bir emeklilik hayatı yaşamaya karar vererek King's Abbot köyünde bir ev alır ve bahçesinde sakız kabakları yetiştirmeye başlar. Kısa süre sonra köy sakinlerinden biri, zengin ve cimri bir adam olan Roger Ackroyd evinde bıçaklanmış olarak bulunur. O gece evin etrafında görülen bir yabancının yanısıra Ackroyd'un dul yengesi, yiğeni Flora, evlatlığı Ralph, evde misafir olan binbaşı Hector Blunt, yaşlı adamın sekreteri, uşak ve hizmetçiler olarak zanlılar listesi uzayıp gitmektedir. Poirot'nun komşusu doktor James Sheppard olayları bize anlatırken aynı zamanda Hastings rolünü de üstlenir ve cinayeti araştırmaya başlarlar..

Kilitli oda polisiyelerinin en ünlülerinden biri, Agatha Christie'nin hayatının son derece sancılı bir döneminde, bütün ustalığıyla yazdığı, keskin zekasını en iyi yansıtan kitaplarından, Roger Ackroyd Cinayeti geçtiğimiz sene Altın Kitaplar tarafından tam metin olarak basıldı. Esasen daha önce Metis Yayınları'nın o güzel, kapakta başlayan romanları içinde Pınar Kür çevirisiyle mevcuttu ve eksiksiz bir basımdı ama Altın Kitaplar nedense yazarın Türkçe'ye henüz çevrilmemiş kitapları yerine bir şekilde eksik/tam metnine ulaşabildiğimiz kitapları yenilemeye daha çok eğilim gösteriyor. Bu vesileyle tekrar okumuş oldum.

Bu kitap, bilmecesinin mükemmelliği ile beraber, Hercule Poirot romanı olmasına rağmen ilk beş Christie'mden biri değil ama bu tamamen subjektif bir tercih. Roger Ackroyd Cinayeti, yazarın en çok takdir edilen ve hayranlık duyulan polisiye romanı olma vasfını karşıladığı ve türün en iyi yazılmış örneklerinden biri olduğu için muhakkak okunması gereken bir eser diye düşünüyorum. 

*cümlenin bu kısmında romanın ana fikri ve katilin kim olduğu yazdığı için kısaltarak aldım.


'Bu duvarların dili olsaydı da...' diye mırıldandım. 

Poirot başını salladı. 'Dilleri olması yetmez. Gözleri ve kulakları da olması gerek. Fakat...' Eliyle kütüphaneye vurdu. '... eşyaların daima dilsiz olduklarını da sanmayın. Onlar bazen benimle konuşurlar. Sandalyeler, masalar... bana bazı haberler verirler.' [sf 106]

Gerçek ne kadar çirkin olursa olsun, onu arayanlar için her zaman ilginç, heyecan verici ve güzeldir. [sf 161]

Kadınlar, muhteşemler! Hiç olmadık şeyler uydururlar ve mucizevi şekilde haklı çıkarlar. Aslında o kadar basit değil tabi. Kadınlar, bilincine varmaksızın milyonlarca küçük ayrıntıyı görür, gözlemler, bunları yine bilinçaltında bir araya getirirler. Vardıkları sonucu da önsezi olarak adlandırırlar. [sf 163]

Bir erkeğe söyledikleriniz için hiçbir zaman üzülmeyin. Onlar kendilerini o kadar beğenirler ki, söylediklerinizi üzerlerine kondurmazlar bile. [sf 262]

2 yorum :

  1. Uzun zamandır Christie okumamıştım, özlediğimi farkettim :)) Bu kitabını daha önce bitirmiştim fakat aklımda kalmamış hikayesi. Tekrar okumak güzel olacak. Sevgiler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O hissi Örümcek Ağı’nı okurken hissettim, bir süre ara verdikten sonra o tanıdık havayla yeniden karşılaşmak gerçekten mutlu ediyor.

      Teşekkür ederim yorumunuz için. ☺️

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.