31 Aralık 2012 Pazartesi

BELLA'NIN ÖLÜMÜ _ Georges Simenon

Yayın Evi: Metis Yayınları
Basım Yılı: 1993
Sayfa Sayısı: 132

Yağmurlu ama insanın içini dondurmayan bir Aralık akşamı, daha önce birkaç defa önünden geçip fotoğraflarını çekmekle yetindiğim sahaflara daha fazla karşı koyamayıp, Georges Simenon'un iki kitabını aldım. Metis Yayınlarının bu, ilk sayfası kapakta başlayan polisiyelerini çok şık buluyordum zaten. Roger Ackroyd Cinayeti'm de aynı seridendi.

Polisiye Okumaları'mız tam da bu kitapların üzerine denk geldi, onları da Christie'lere ekledim böylece.

Spencer Ashby, küçük bir Fransız kasabasında karısı Christine ile birlikte yaşayan bir öğretmendir. Bir süredir yanlarında kalan, bir aile dostlarının kızı Bella odasında öldürülmüş olarak bulunur. Bu olay Spencer ve Christine'in tüm ilişki dengelerini altüst eder..

Simenon'un psikolojiye önem verdiğini, kişisel ayrıntılar üzerinden bunu kitaplarına yansıttığını duymuştum. Bella'nın Ölümü'nün ilk birkaç sayfasını okur okumaz söylenenlerin doğru olduğunu görerek mutlu oldum. Spencer'ın bunalımları, Christine'in tozları halının altına süpüren hali hayli ilginçti. Karlı kır atmosferi de enteresan bir şekilde okumamızın ruhuna uygun düştü. Kitabı çok beğendim. Sadece Bella sığ bir karakter olarak kalmasaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Bir çeşit kapalı kutu gibi. Ne hissettiği, ne düşündüğüne dair çok az done var romanın akışında. Spencer için ise bunun tam zıttı bir durum söz konusu. Her dakika ne yaşadığı anlatılıyor neredeyse.

Hafif muğlak bir son da bu kitaba gayet yakışmış. Gerçi son sayfayı okuyup bitirdiğinizde daha devamı varmış gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Bu kitabı okuyunca Metis Polisiye'lerin bir ortak noktası varmış gibi geldi bana. Diğerlerini okumadan emin olmak mümkün değil ama en azından Roger Ackroyd ve Bella'nın Ölümü açısından bir paralellik görülüyor.
 



4 yorum :

  1. Biliyorsun Canım Agatha külliyatımın sonuna yaklaştım ve yerine başka polisiye keşifler yapmak lazım bu kitap ve yazar da dikkatimi çekti.Çok güzel ve etkiliyici bir yazı olmuş. Bir araştırayım bakalım ;)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka polisiyelere mesafeli olsam da böyle güzel denk gelince çok hoşuma gidiyor Deniz'cim. Sen de seversin sanıyorum, hoş bir kitap.

      Sil
  2. Simenon'u seven bir kitap severleri görmek çok güzel.Bellanın ölümünde aklımda kalanlar şunlar
    O olaydan sonra çevresinin ona karşı tutumları,eşinin amcasıyla kütüphanedeki diyologu eşiyle iletişimin kuramaması.
    Kilisedeki monologu''Sanki bir tek ben günahkarım sizler değilsiniz.''.
    Bellanın annesinin hemcinslerim hakkında söyledikleri
    Ve müfettişin sekreterine yaptıkları(sadece o yakınlık gösterdigi için)
    Kedisini ve kaçagıda okumalısın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamlayıcı yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.