23 Mart 2016 Çarşamba

ROOMS 2: THE UNSOLVABLE PUZZLE [1 Mayıs 2015]

Pandora's Box'dan beri oynadığım en şahane bulmaca oyunu. Baştan sona oynayıp bitirdim ama yine de arada bakmaktan kendimi alamıyorum. Hatta bugüne kadar oynadığım tüm oyunlar içinde bir numaraya yerleşti de diyebilirim. Çünkü...

Oyunun sanatsal yönü son derece zengin. Çizim ayrıntıları, incelikli minik detayları farketmenin verdiği güzel his, iyi düşünülmüş bulmacaların bile önüne geçiyor oynarken.

Bir oyuncakçının canlı bir kukla yapmak istemesi ve bunun bir çeşit lanete dönüşmesi üzerine, varolan dört tekinsiz ev ve bu hikayeyi okuduğunda kendisini bir anda  kitabın içinde bulan Anne adında küçük bir kız var. Anne, oyuncakçının lanetlediği evlerin odalarında dolaşırken, patlayan kuklalar, ayna etkileri, dönen çarklarla karşılaşıyor, merdivenler, kütüphaneler, şömineli oturma odaları, abajur lambalarıyla aydılatılmış yemek odaları gibi zarif çizimler görüyor, oda değiştiren dolapların içinden geçip başka yerlere çıkıyoruz. Bu yolculukta küçük kızın elindeki lamba konuşarak veya ipuçlarını göstererek ona yardım ediyor.


Dört evin her birinde bir başka mevsim yaşanıyor. İlkbahar evinde, yeni filizlenmiş taze çiçekler var yerlerde, kelebekler uçuşuyor. Yaz odalarında güneş ışıkları parlıyor, ateşböcekleri bahçelerde dolaşıyor; sonbaharda kızıl yapraklar düşüyor pencerelerin önündeki ağaçlardan ve en güzeli olan kış evinde kar yağarken soğuktan üşüyüp titreyen bir Anne, bembeyaz çatılar ve ağaçlar var.

Asıl binaların her birinin altında bodrumları bulunuyor. Normal binayı bitirip inebildiğimiz bodrum odalarında Anne özel yetenekler kazanıyor; öğrenci olduğu ilk bodrumda cep telefonu ile herhangi bir telefonu aramak, ikincisinde sabotajcı kimliğiyle istediği yere bomba bırakabilmek, üçüncü bodrumda mühendis olarak kendi içinde bulunduğu hariç odaları istediği gibi hareket ettirebilmek ve son bodrumda bilim insanı vasfıyla tüm odaları aynı anda kaydırabilmek. Bodrum bölümlerinin normal bölümlere kıyasla biraz daha zor olduğunu söylemeliyim.


96'sı ana, 48'i bodrum bölümleri olmak üzere 144 şahane bölümden oluşan Rooms The Unsolved Puzzle'da beni en çok rahatsız eden şeyin kuklalar olduğunu söylemeliyim. Ne dumanla dolu odalar, ne patlayan bombalar, kuklaların peşinizden gelmesi ve yanlış bir hamle yaptığınızda onunla birlikte patlamanız kadar korkunç değil. Bu arada hepsine tek tek bakamadım ama bölüm isimlerinin bazılarının da çok hoşuma gittiğini söylemeliyim. Mesela A Midsummer's Night, Hamlet gibi... Evin içinde parlayıp sönen ışıklar, vazolardan aşağılara dökülen gül yaprakları, tüm odaları doğru yerlerine oturtup kapıya doğru yöneldiğinizde çalan melodi ve daha bir dolu ayrıntıyla daha güzel bir oyun düşünemiyorum.

Rooms The Unsolvable Puzzle, 2014 Tokyo Oyun festivalinde en iyi sanat ödülünü, 2015 Kore Oyun Ödüllerinde en iyi bağımsız oyun ve mükemmel oyun ödüllerini kazanmış. Oyunun PC, OSX ve Linux versiyonları var, bilgisayardan oynamanızı öneririm, telefon versiyonunda hamle sayısı kısıtlaması baya can sıkıcı oluyor çünkü.

Keyifli oyunlar!







2 yorum :

  1. Nasıl canım çekti:) Oğluma benim bilgisayara indir bu oyunu dedim. Dur bakalım indirsin de bir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Daha güzel bir oyun düşünemiyorum.' Keyif almanız dileğiyle.

      Sil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.