16 Ocak 2011 Pazar

HERCULE'ÜN ON İKİ GÖREVİ_Agatha Christie

Yayın Evi: Altın Kitaplar Yayınevi
Basım Yılı: Nisan 2009
Sayfa Sayısı: 331

Agatha Christie'nin kurgulama dehasının bir ürünü olarak bu kitap, adaşı meşhur mitolojik kahraman Hercule'ün oniki görevinden esinlenen sevgili Poirot'muzun çözdüğü olaylardan oluşuyor. Hercule Poirot'nun emekli olup kabak yetiştirmeye (!) karar verdiği bir dönemde onu ziyarete gelen arkadaşı Dr. Burton'la yaptığı bir konuşma onu mitoloji okumaya yöneltiyor ve dedektifimiz karşılaştığı efsanevi karmaşadan pek hoşlanmasa da belli bir düzen doğrultusunda oniki göreve sadık kalmaya karar veriyor.

Modern apartmanındaki yalın, düzenli, titizlikle ısıtılmış kare* odasında koltuğuna oturup yunan mitolojisi okuyan ve kendi kendine düşünen Hercule Poirot'nun mırıltılarını dinlemekten şahane ne olabilir?

Antik Herkül'e verilen görevleri simgesel olarak karşılayan hikayelerden tamamını büyük bir zevkle okusam da içlerinden bazıları vardı ki hakikaten harikuladeydi;

Esasen bir cinayet öyküsü olmayan Arkadia Geyiği içerdiği dramatik anlatımla, Augias'ın Ahırları su yataklarını değiştirme esprisiyle ve Stymphalia'nın Kuşları tekinsiz havasıyla çok etkiledi beni. Hydra Ejderi'nin simgelediği olgu tam yerindeydi. Geryoneus'un Sığırları "sığır gibi güdülmek" tabirini çok güzel karşılarken, Bayan Carnaby'inin zaman zaman kendini kaybedip sürü psikolojisine kapılıvermesiyle çok eğlendim. Hesperidlerin Elmaları'daki altın kadehin el değiştirmeleri bir parça kafamı karıştırsa da anlamlı bitişiyle hoş bir his bıraktı diye düşünüyorum.

Son hikaye Kerberos'un Yakalanması, Agatha Teyze'mizin ifadesiyle yazarken onu en çok zorlayan öykü olmuş kitapta. Klasik yumuşak tarzının biraz dışında kalan, Cehennem adında bir gece kulübü ve onun kapısında bekleyen Kerberos adlı kocaman siyah bir köpekle ilerleyen hikaye Hercule Poirot'nun bildiğimiz tek flörtü Kontes Vera Rossakoff'u da içermesi açısından hem güzel hem de dehşetli bir atmosfere sahip. İşin ilginç tarafı Agatha Christie aynı isimle, yine Kontes Vera'yı kullandığı başka bir hikaye daha yazmış ve saklamış. John Curran'ın Agatha Christie'nin Gizli Defterleri'nde yayınladığı bu hikaye, yine Kerberos'un Yakalanması adını taşıyor fakat tamamen farklı bir konudan bahsediyordu.

Kitabı okurken sık sık Agatha Christie'nin tam okumak istediğim türden hikayeler yazdığını, böylece beni nasıl mutlu ettiğini düşündüm. Zaten içinde Hercule Poirot olup da beğenmediğim kitabı çok nadirdir. Hercule'ün On İki Görevi de bu istisnalardan biri olmadı. İçinde, her hikayenin başında bulunan mitolojik özetlerde kullanılan, Yunan alfabesini andıran yazıtipinin ayrıca hoşuma gittiğini de ekleyeyim. Sıcak tonlarda esrarengiz ve hoş bir kapağı olan, bu tombul kitabı çok sevdim. :)

Not:  Kitabı aynı dönemde okuduğumuz Kitap Kulübü üyesi arkadaşlarıma ve mitolojiyle yakından ilgilenen ve benim gibi Agatha Christie'yi çok seven canım arkadaşım Deniz'e teşekkür ediyorum. Birlikte okumak güzeldi.  :)

11 yorum :

  1. Senin yazın kesinlikle daha güzel olmuş... Tabii sen süper bir Agatha hayranısın, daha iyi değerlendirmişsin kurguları :)

    Bundan sonra hangi Agatha kitabını önerirsin acabaaa :)

    YanıtlaSil
  2. Çok naziksin, teşekkür ederim, ben de senin yazını keyifle okudum, sade ve hoştu :)

    Cevaplamayı çok sevdiğim bir soruyu sormuşsun, Beş Küçük Domuz veya Koltuktaki Ölü'yü (Esrarengiz Sanık şimdiki adıyla) tavsiye edebilirim. Kitaplar hakkında Gece Kütüphanesi'nin Kitap Tanıtımları bölümünde yazılar var, arzu edersen bakabilirsin.

    u arada bizden başka Hercule'ün On İki Görevi yazısı göremedim, kimse yazmadı mı acaba?

    YanıtlaSil
  3. Tamam önerdiklerini hemen alıyorum :)

    Gruba mesaj attım herkes nerede diye ama ses seda yok... Ben grupta yorum yapılacak zannetmiştim. Bir de grup artık tweeterda takılıyor sanıyorum ama ben o tip sosyal ağları sevmediğim için gelişmeleri takip edemiyorum. :(

    Ya da millet unuttu bugünü :)

    YanıtlaSil
  4. Kitabı çoğunluk okuyup bitirmiş bazıları yazılarını hazırlamış olduğunu söylemişti grupta ama çıt çıkmadı bugün. Bekliyoruz hala. :)

    YanıtlaSil
  5. Canım Biblio
    Sen hep Agatha Christie üzerine yazsan da ben de hep okusam ellerine sağlık çok güzeldi yazın.

    Bugünü unutmadım kafamda şahane de bir yazı kurgulamıştım, daha önce bir taslak yazmadığıma pişmanım, kurabiyem çarşamba gününden beri hasta şimdi çok şükür iyi ancak ben kendimi müthiş yorgun hissediyorum. Şimdi yazmak için bilgisayarın başına oturunca notlarımı ve kitabı okulda bıraktığımı üzülerek farkettim. İstemeden yarına kaldı benim yazım.

    Ancak şu kadarını belirtmeliyim ki mitoloji ile Poirot'nun aynı kitapta olması fikri bile çok çarpıcıydi benim için. Hem mitoloji hem de Poirot tutkum nedeniyle hepsini büyük bir zevkle okudum. Bu meşhur mitolojik öyküyü modern dünyaya uygulamak hele bunu bir de Poirot'nun zekası ile birleştirmek en az Hercule'ün görevleri kadar zordu. Takdire şayan bu düşünce ve uygulamayı yürekten alkışlıyorum. A.C. beni her zaman ki gibi şaşırttı. Sevgiler

    Ben sana nasıl teşekkür edeyim onu bilmiyorum canım arkadaşım :)

    YanıtlaSil
  6. Çok geçmiş olsun canım, daha da iyi olur inşallah minik kurabiye.

    Ne kadar güzel ve yüreklendirici ayrıca kitabı özetleyici bir yorum yazmışsın, çok teşekkür ediyorum tekrar. ben de bugün sık sık baktım bloguna, unutmayacağını biliyordum :) İnşallah güzel yazını yarın okumak nasip olur.

    Yorgunluğun için birazcık vitamin al olur mu Deniz'cim. En kısa zamanda o harika enerjinle yeni kitap yazılarının devam etmesini bekliyorum.:)Görüşmek üzere canım.

    YanıtlaSil
  7. Bir Agatha Christie uzmanı ile aynı şeyleri düşündüğüme sevindim :)

    YanıtlaSil
  8. bende denize katılıyorum, çok açıklayıcı ve güzel bir yazı olmuş..
    mitoloji ve polisiyenin birleşiminden hoş bir kitap çıkmış ortaya..

    YanıtlaSil
  9. Yorumlarınız için teşekkür ederim, Gece Kütüphanesi'nde teknik ayrıntılardan ziyade hissettiğimi yazmayı seviyorum. :)

    YanıtlaSil
  10. Alıciim, alıciim, bu kitabı en kısa zamanda alıp okuciim :)

    YanıtlaSil
  11. Yazının ardından böyle bir cümle duymak güzel. :) Okuyunca yine bekleriz.

    YanıtlaSil

Burası sukûnetin hakim olduğu, tenha bir kütüphane. İçinden geçenleri fısılda ki orada olduğunu bileyim.