Basım Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 214
Altın Kitaplar, ufak kafa karışıklıklarıyla da olsa Agatha Christie'nin Türkçe'de bulunmayan roman ve hikayelerini tamamlamaya devam ediyor. Cinayet Randevusu da orijinali 'Problem At Pollensa Bay' adıyla basılmış ve içerisindeki çoğu hikayelerin daha önce Türkçe'ye çevrilmemiş olduğu bir öykü derlemesi.
Agatha Christie'nin toplamda 153 hikayesi olsa da aynı hikayeler farklı derlemelerde mükerrer olarak yer aldığı için her ismi değişik Christie derlemesi içeriğindeki hikayelerin daha önce Türkçe'ye hiç çevrilmediği anlamına gelmiyor. Bu konuda net bir liste hazırlayıp Agatha Christie Hikaye Odası'na eklemiştim daha önce. Yeni kitaplar çıktıkça oraya bakıp bilgi alıyorum ve gerekirse güncelliyorum. :)
Cinayet Randevusu kitabında bulunan İkinci Gong ve Sarı İris (Sarı Süsen) hikayeleri daha önce Noel Kekinin Gizemi kitabında yayınlanmıştı. İkinci Gong aynı zamanda birkaç gün öncesine kadar sadece eski bir baskısı bulunan Beklemeyen Şahit kitabında da mevcuttu. (Beklenmeyen Şahit ve Diğer Hikayeler yeniden çevrilerek basıldı ama kitabı henüz inceleme fırsatım olmadı.) Manolyalar Açarken hikayesi de Manolya ismi ile yine eski bir basım olan Kırmızı İşaret kitabında bulunuyordu.
Pollensa Koyundaki Sorun
Bir Parker Pyne hikayesi. Majorca Adası'na tatile gelen Pyne, kaldığı otelde oğlunun kız arkadaşıyla sorunlar yaşan bir İngiliz kadına yardım eder.
Hiç kimsenin yaşamını kendisi dışında biri mahvedemez. [sf 16]
*İkinci Gong
*Sarı İris
Harlequin Çay Takımı ♥
Bay Satterthwaite uzun zamandır görmediği bir ahbabının taşradaki evine çay saatine davetlidir. Yolda arabası sorun çıkarınca tamir olana kadar yakındaki bir kafeye girerek beklemeye karar verir. Kafede eski dostu, gizemli Bay Quin'le karşılaştığında yakın geleceğin bazı tuhaf olaylara gebe olduğunu hisseder..
Porselenlerin renklerini parlatan güneş, kilise pencerelerini andıran vitray desenli renkli bir pencereden geçerek loş kafeyi ve bir masada tuhaf bir şekilde arkası dönük oturan bir adamın sırtını aydınlatıyordu. Adamın koyu siyah silueti pencereden yansıyan ışıkla gökkuşağının renkleriyle bezenmişti. Kırmızı, mavi ve sarı. BaySattertwaite birden karşısında gördüğünün bulmayı umut ettiği şey olduğunu anladı. [sf 91]
Çay bahçede çimenlerin üzerinde hazırlanmıştı. Misafir odasının yere kadar uzanan camlı pencerelerinden çıklan geniş merdivenlerin bir yanında büyük bir kızıl kayın ağacı, diğer yanındaysa Lübnan'a ait tipik bir sedir ağacı vardı. Ağaçlar bahçede hazırlanan çay sofrasının gerisinde güzel bir görüntü oluşturuyorlardı. İki boyalı ve oymalı beyaz masa, çeşitli bahçe sandalyesi ve koltukları vardı. Dik sandalye ve koltuklara rengarenk minderler konulmuştu. Şezlong tipi olanlarsa rahatça oturup arkanıza yaslanıp ayağınızı uzatabileceğiniz ve hatta istiyorsanız uyuyabileceğiniz kadar rahat ve konforluydu. Bazılarının üzerinde güneşten korunmak için tenteler bile vardı.
Çok güzel bir akşamüzeriydi. Çimenler hoş bir yeşillikteydi. Kızıl kayın ağacının yapraklarının arasından süzülen güneş, sedir ağacının muhteşem görkemiyle pembe-altın rengi gökyüzünde belirmesini sağlıyordu. [sf 105]
Yat Yarışının Gizemi
Asıl adı The Regatta Mystery olan bu hikayenin başkişilerinden biri olan Bay Pointz ve yatında beraber seyahat ettiği arkadaşlarının yat yarışlarını izleyip limandaki panayıra gelmelerinden başka yarışla bir alakası yok. Akşam yemeğinde gösteriş yapılmak üzere ortaya çıkarılan bir elmas kaybolur ve Parker Pyne'a gizemi çözmesi için başvurulur.
Aşk Dedektifleri
Eski bir arkadaşı olan polis şefi Albay Melrose ile sohbet eden Bay Satterthwaite, aniden gelen bir telefon üzerine onunla birlikte cinayet mahalline gider. Yolda arabaları kaza yapar ve Bay Quin'le karşılaşırlar, onlara katılır.
Sir James Dwighton, başına ağır bir cisim vurularak öldürülmüştür. Karısı cinayeti işlediğini söylerken, karısının sevgilisi de onun kendisini korumak için itirafta bulunduğunu iddia eder. Ardından iki gencin de yalan söylediği, cinayeti uşağın işlemiş olabileceği düşünülür, olaylar iyice sarpa sarmadan Bay Quin'in sözleri işin gizemini aydınlatmalarına yardımcı olacaktır..
Köpeğin Ardından ♥
Kocasını kaybetmiş, beş parasız genç bir kadın olan Joyce köpeği ile beraber bir pansiyonda kalmakta ve çaresizce iş aramaktadır. Terry'i yanında götüremeyeceği bütün iş fırsatlarını reddetmek zorunda kalır. oSon çare olarak, kendisine evlenme teklif eden zengin, kaba bir adamı kabul etmek üzereyken hiç beklemediği bir şey olur.
'Ah!' Bay Allaby başka bir şey söylemedi ama Joyce için bu 'Ah!' duyduğu en rahatlatıcı ve samimi teselliydi. Bu tek bir sözcüğün içinde dile dökülemeyen her şey vardı. [sf 191]
*Manolyalar Açarken
Uzun bir aranın ardından birbiri ardına yazılar yayınlamanız çok güzel. Harlequin Çay Takımı hikayesinde yaptığınız ikinci alıntı adeta gözlerimin önünde canlandı. Orada olmayı isterdim. Sevgiler. :)
YanıtlaSilAgatha Christie'nin tasvirlerini ayrı bir bölümde yazdığım bir defterim var, Harlequin Çay Takımı da hem hikayesiyle hem de bu ve diğer tasvirleriyle çok sevdiğim bir hikaye oldu okuduğumda. Teşekkür ederim ♥
Sil